2023 Depremlerinin ağır hasar verdiği kentlerin en başında gelen Malatya’da hiçbir gündem Depremden daha öne çıkmamalı, çıkamamalı. Hele en çok yıkımın ana nedeni olan yerel yönetimlerin yeni belirlenecek adaylarında bu..
2023 Depremlerinin ağır hasar verdiği kentlerin en başında gelen Malatya’da hiçbir gündem Depremden daha öne çıkmamalı, çıkamamalı.
Hele en çok yıkımın ana nedeni olan yerel yönetimlerin yeni belirlenecek adaylarında bu depremin hiçbir izi bulunmamalıdır. Bu iz hem yapım firması ile belediye başkanlığı yapanları, hem arsa spekülasyonu ile yer tahsisi peşinde koşan siyasetçileri, hem verdikleri sözü tutmak yerine kişisel çıkarlarını her şeyden özge tutan aktörleri partisine bakılmaksızın arenadan silmelidir.
Bütün bunlar ne için gereklidir? İnsanımızın en çok bu konularda açılımlara ihtiyacı var da ondan. Ayrıca sorumluluk sahibi her insanın hesap vermek zorunda olduğu bir ortamda siyasal aktörler bundan münezzeh olmamalıdır. Yasal çerçevede hakkı olan hakkını her türlü alsın ki buna kimse itiraz edemez. Ancak yasaların etrafından dolanarak, dokunulmazlık zırhına bürünerek hiçbir bireyin hesap vermekten kaçamaması gereklidir.
Yasalardan ayrıca bir de kamu vicdanı denilen bir olgu vardır. Buna maşeri vicdan, kollektif şuur da denir. Yeni akımlarda, biz, bunun için, toplumsal hafıza ismini de kullanmaktayız. Bu hafızayı kimse kendi heva ve hevesleri için yönlendiremez ve kimse halkın takdirinin üstünde bir takdirle de siyaset yapamaz. Sonuçta demokrasi ile yönetilen bir ülkede halkın onayını almadan yaprak bile kımıldamaz. Bu olguya dikkat etmek yerine, çoğunluğu şehrin inşasına odaklanmış menfaat şebekelerinin yüksek çıkarları belirleyici konumda olmamalı.
Eğer dikkatli bir gözle siyasal aktörleri izlerseniz, kimler halkın arasına daha rahat bir biçimde dolaşabiliyorsa, daha geniş kitlelerin onayını onlar alıyor demektir. Kimler de sadece siyasal elitler geldiğinde ortaya çıkıyor ve diğer zamanlarda kayboluyorsa, onu da rahatlıkla görebilme şansınız olur.
Verilen sözler kamu vicdanında yerini korurken, bu sözleri merkezi yönetimle istişarede bulunmadan ya da bulunup da saptırma yaparak tutulamadığı izlenimi veren siyasal elitler her dem kendilerine göre bir konum arayışını sürdürmektedirler.
Hele bir deprem sürecini de yukarıdaki gibi sadece Afet Koordinasyon Merkezine bir bakan geldiğinde ortaya çıkıp sonra kaybolan siyasal elitleri de bu toplumsal hafıza unutmayacaktır. Üstelik kah bir çadırkentte çorba başında, kah bir konteyner inşasında, kah ekmek ve yemek organizasyonunu kuvvetlendirmede, kah yok olan suyu ortaya çıkarmaya çalışan iş ortamlarında, kah ilçelerdeki hizmetleri kovalamakta olan bir çalışkan siyasetçiyi yok etme çabaları ile de siyasal mücadeleye girişmekten çekinmeyen bir anlayışın mensupları oldular. Öyle ki, bir menfaat grubunun farklı üyeleri olarak önceliğin Malatya’nın ayağa kaldırılması olması gerekirken, oradan çeşitli ihalelerle ticari kaygılı sonuçlar elde etmeye çalışan kitleler halkın önemli bir kısmında hem hayal kırıklığı hem de kırgınlık yaratmıştır.
Yine toplumsal hafızada aynı grubun istememesi sebebiyle, olmaz denenin olup bir siyasal aktörün CHP’den, bir siyasal aktörün bağımsız olarak seçilmesi de mevcuttur. Hem de kesinlikle kim olursa olsun kazanılır denilen iki ilçede halk bu menfaat grubuna gerekli cevabı vermiştir.
Muhtemeldir ki, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve metropol ilçe belediyeleri de dikkatli olunmadığı taktirde 2024 Seçimlerinde tepkisel sonuçlara gebe durumdadır. Halkla inatlaşıp da halkın kabullendiği, çalışkan ve icraatçı başkanlar devre dışı bırakılıp, her türlü fiyaskoya rağmen menfaat şebekesi ile işbirliği sebebiyle adaylığı devam ettirilecek bir aktör Arapgir ve Akçadağ gibi bir sonuca hazır olmalı bence. Neden? Çünkü halka rağmen halkçılık olmaz. Vatandaş belirli ölçülere kadar partizan olur, belirli ölçülere göre de partiden önce baktığı gerçeklere göre hareket eder.
Geçtiğimiz süre içerisinde hem ittifak içi hem de ittifak dışı farklı siyasal anlayışlarla barışık bir şehremini olmayı en üst düzeyde başaran Sayın Selahattin Gürkan olmuştur. Bunun haricinde Sayın Haluk Cömertoğlu ve Sayın Ali Kazgan da daha önceki partilerinden hiç ayrılmamış gibi halktan yana siyaset yapmaya devam etmişlerdir. En çok ayrımcılık ve partizanlık yapanlar kamu nezdinde en az krediye sahip olanlardır dersek, yanlış bir söz söylemiş olmayız.
İttifak birliğine ve son seçimlerde alınan oya güvenerek, tercihlerde daha dar çevrelerin anlayışına göre aday tespit edilirse, değişen dengelere göre farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Hiçbir seçim saha dışında kazanılamaz. Kamunun oyu ile belirlenir. Eğer halkın arasına girmekte zorlananlar aday gösterilirse, kaybedilmez diye bir şey olmaz. İttifak ruhuna hiçbir zaman kıymet vermemiş siyasal aktörler ittifak içinde irtifa kaybedeceği gibi, geniş halk kitlelerine ters olmaları sebebiyle de ilave oy getirme şansları olmayacaktır. Bunun yanı sıra, parti içi bölünme gibi etki yaratacağı aşikâr olan Yeniden Refah Partisi etkisi de ikinci dalga kıran görevi görecektir. Ayrıca etkili olan başka partiler de güçlü aktörleri aday gösterirse, onlar da pastadan pay alabilecektir. Vizyonu ve bakışı geniş olan bir aday olmaz ise, toparlayıcılığı olamayacağı için kayba neden olabilir.
Malatya’ya üst düzey hizmette bulunmuş ve depremde en iyi organize olan Büyükşehir Belediyesi olmayı başarmış ve depreme rağmen çok büyük yatırımlarını bitirmiş bir Selahattin Gürkan hizmet belediyeciliği için de başka çare arama gereği olmayacağını ortaya koymuştur. Bütün grup köy yolları Sivas Sınırından Diyarbakır Sınırına; Erzincan Sınırından Kahramanmaraş Sınırına kadar tamamlanmış; Recep Tayyip Erdoğan Dünya Kayısı Ticaret Merkezi yüz akı projesi olarak bitirilmiş; 100. Yıl Parkı, Yüzüncü Yıl Kütüphanesi; Tören alanının alt katının kuyumcular çarşısı, üst katının konteyner çarşı olarak hizmete açılması yapılmış; Kuzey ve Güney paralel alternatif yolları yapılmış; yeni ve modern ekmek ve yemek fabrikası bitirilmiş; Orduzu Pınarbaşı ve Beydağı Tabiat Parkı Spor Kompleksleri açılmıştır. Bunlar aklımıza ilk gelenler. Bir de bizim aklımıza gelmeyip Başkanın yaptığı başka büyük hizmetler de elbette vardır.
Yukarıda sıralanan olgusal gerçekler Sayın Selahattin Gürkan’a bir dönem daha hizmet yapma fırsatı sunulmasını zorunlu kılıyor. Birleştirici yapısını geçtiğimiz dönemde bütün ilçelere hizmet götürme konusunda ispatlamış olan Başkan Gürkan’ın belediyecilikteki tecrübesi artık ustalık denilebilecek seviyeye de ulaşmıştır. Bu durum da ayrı bir avantaj olarak öne çıkmaktadır. Metropol ilçelerde de Başkan ile uyum içinde çalışacak aktörler daha doğru sonucu getirir diye düşünmekteyim.
Son olarak deprem yaşamış bir şehirde tecrübesini dokuz aylık süre zarfında şehre aktarmış bir başkan var iken, bu hafızası için bir dokuz ay daha beklenmek durumunda olunacak yeni bir aktör de sıkıntı olabilir. Kurumsal koordinasyonu temin etmesi bile aylar sürecek bir aktörün yeni koşullara uyum süreci zaman kaybı anlamına gelecektir. O halde macera aramaya ve deneme-yanılma içerisine girmeye gerek yoktur.
Saygılarımla
Prof. Dr. Mustafa TALAS
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)