Doğru insan, dürüst insan bu dünyada kimseye yaranamaz… Ama ne gariptir ki, öldüğünde ardından en çok da ona vefasızlık edenler ağlar. Hayatta hor görülen, hakkı yenen, sesi duyulmayan, ama dimdik duran o güzel insanlar, ancak kaybedildiğinde kıymete biner.
Dünya mı değişti, insanlar mı bozuldu, yoksa zaman mı başka bir hâl aldı bilinmez… Ama bir gerçek var: Bugün dürüstlük değer görmüyor! Kim daha çok yalan söylüyorsa, kim daha çok üçkâğıtçılık yapıyorsa, kim başkasının sırtından geçiniyorsa işte o insanlar el üstünde tutuluyor. Peki, gerçekten kazanan onlar mı?
Hayır! Çünkü insan olmak, Allah korkusuna sahip olmaktır.
İnsanın Kıymeti Malıyla Değil, Vicdanıyla Ölçülür
Eskiden büyüklerimiz derdi ki:
“Oğlum, kızım, elinin kiri maldır, mülktür… Ama insanın onuru bir kere kirlenirse, bir daha temizlenmez.”
Şimdi bakıyorum da, herkes malın, mülkün, paranın peşinde… Zengin olmak kötü değil, ama zengin olup da vicdanı olmayanların hali çok kötü! Etrafına bak, cebinde milyonları olan var ama annesine, babasına bir tabak yemek götürmeyen de var. Malı var ama kardeşine selam vermeyen de var. Sofrasında bin çeşit yemek olan var ama komşusunun çocuğu aç yatıyor, umurunda değil!
Bunlar mı kazandı sanıyorsun? Allah, malı imtihan için verir, şükredene daha fazlasını, nankör olana ise hayırsızını verir. Şimdi sen düşün, Allah’ın verdiğini Allah yolunda harcamazsan, yarın elin boş kalır.
Ramazan’da Sofralar Kurulurken Fakiri Düşünmek Gerekmez mi?
Ramazan geldi, sofralar kuruldu… Kimi iftara ne yemek yapsam diye düşünüyor, kimi de iftara kadar açlıktan bayılmamaya çalışıyor! Kimi yemeğin tuzunu fazla koydum mu diye dertleniyor, kimi de ağzına koyacak bir lokma bulamıyor.
Peki, sadaka vermek, bir fakirin sofrasına ekmek koymak bu kadar mı zor? Allah demiyor mu: “Veren el, alan elden üstündür.” Bugün sen bir garibanın karnını doyurursan, Allah da senin sofranı bereketlendirir. Bugün bir yetimin gözyaşını silersen, Allah da senin derdine derman olur.
Ama kimse anlamıyor. Çoğu “var ama yok” diyor. Malı var ama yetmiyor, hep daha fazlasını istiyor. Dünyaya tok gelmedin, aç gideceksin, bunu unutma! Kefenin cebi yok! Sen bu malı ya burada bırakacaksın, ya da sadakanla öbür tarafta defterine yazdıracaksın.
Allah’ın Uyarılarını Görmezden Gelme!
Hayat inişli çıkışlıdır. İnsan hep yukarıda kalmaz. Gün olur, düşer, tökezler, dara düşer… İşte o zaman Allah bir uyarı verir ama bazıları anlamaz, bazıları da anlamak istemez.
Bugün, yanındaki insanlara sırt çeviren, vefayı unutan, vicdanı bir kenara atanlar bilsin ki; bu dünya kimseye kalmaz! Mal, mülk, para… Hepsi bir gün tükenir. Ama iyilik, vefa, sadaka… İşte bunlar tükenmez!
O yüzden zengin kardeşim, bak Ramazan geldi… Malın sadakasını ver! Allah verdi, sen de paylaş! Paylaşırsan çoğalır, cimrilik yaparsan elinden gider. Çünkü Allah’ın koyduğu düzen bellidir: Kim iyilik yaparsa iyilik bulur, kim kötülük yaparsa ayağına dolanır.
Sen bilirsin… Ya sadakanla öbür dünyaya yatırım yaparsın, ya da bir gün elin boş kalır.
Seçim senin! REMZİ HAYTA-MALATYA’DAN
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)