“Tahtı Kurarsın Ama Tacı Giyemezsin” - Malatya Flaş Haber
Köşe Yazısı

“Tahtı Kurarsın Ama Tacı Giyemezsin”

Yalakalara güvenerek yola çıkan, varacağı yere asla ulaşamaz.

“Tahtı Kurarsın Ama Tacı Giyemezsin”

Bazı insanlar vardır, çok para kazandığında kendini zeki, güçlü ve dokunulmaz sanır. Cebindeki paranın büyüsüne kapılır, her şeyi bildiğini zanneder, etrafına yukarıdan bakar, insanları küçümser. Oysa sadece şanslı bir rüzgârın önüne kattığı kuru bir yapraktan farksızdır. Rüzgâr kesildiğinde yere çakılacağını aklına bile getirmez. Çünkü zenginliğiyle, mevkiisiyle, çevresindekilerin dalkavukluklarıyla sarhoş olmuş bir insanın gerçeği görmesi zordur.

Bugün biraz bu tür insanları konuşalım. Malum, etrafımızda çoklar. Bir yerlere gelmiş ama insan olamamışlar…

“Padişahım Çok Yaşa” Diyenler

Bazıları vardır, yanına kimleri alacağına dikkat etmez. İşi bilen, deneyimli insanları değil, her söylediğine “Padişahım çok yaşa” diyenleri toplar etrafına. Çünkü övgü duymak hoşuna gider. Gerçeği söyleyen, hatalarını gösteren insanları sevmez. Onları uzaklaştırır, hatta düşman belleyecek kadar ileri gider. Böylece çevresi sadece üç kâğıtçılardan, menfaatçilerden, iki yüzlülerden oluşur.

Bu tür insanlar küçük hesaplar peşinde koşar, dalkavuklukla yükselmeye çalışır. Güçlünün yanında olmayı meziyet sanar, ahlaktan ve ilkelerden bahsetmez. Sahip oldukları tek yetenek, gözlerinin içine baka baka yalan söylemektir.

Ama asıl mesele, bu yalakalara bel bağlayanlardadır. Çevrenizdeki insanlara dönüp hiç bakmazsanız, akıllarına, bilgilerine, tecrübelerine güvenmezseniz, bir gün kendinizi uçurumun kenarında bulursunuz. Çünkü yanlış insanlarla yürüyen, yanlış yerlere varır.

Herkes Layığıyla Yaşar, Layığını Bulur

Hayatta her insan, layık olduğu şekilde yaşar. Çevrenize baktığınızda eğer sahtekârlar, üçkâğıtçılar, menfaatçilerle doluysa, biraz da kendinize dönüp bakmanız gerekmez mi? Demek ki siz de onların aynısı olmasanız bile, onlara kapı açacak kadar basiretsizsiniz.

Kimse kusura bakmasın ama adam gibi adamlar, yanına adam gibi insanları alır. Beceriksizlerse ancak beceriksizlerle yol yürür. Paraya tapanlar, sadece çıkarcıları çeker. İş bilmezler, etrafına iş bilmezleri toplar.

Sonra bu insanlar çıkıp, “Bizim gibi dürüst insanlara bu memleket sahip çıkmıyor. Suçumuz dürüst olmak!” diye dert yanar. Oysa dürüstlükten ziyade, etrafını doğru insanlarla donatamamış olmanın bedelini ödediklerini bir türlü kabul etmezler.

Başarısızlığa Mahkûm Olanlar

İster siyasete atılın, ister STK başkanı olun, ister ticarette yükselmeye çalışın… Eğer işin ehli insanlarla çalışmazsanız, yanınızdakileri iyi seçmezseniz, başarısızlığa mahkûmsunuz.

Bugün neden birçok belediye, birçok kurum, birçok dernek başarısız? Neden insanlar bu isimlere güven duymuyor? Çünkü koltukları işin ehli değil, işi bilmeyen ama lafını iyi evirip çevirenler dolduruyor. Gerçekten dertlenen, çözüm üreten, çalışkan insanları değil, çevresine yarananları topluyorlar.

Ve ne oluyor? Birkaç yıl sonra tarihin tozlu raflarında yerlerini alıyorlar. Hatırlayan olmuyor bile…

Aynaya Bakma Zamanı!

Bazı insanlar hep aynı cümleyi kurar: “Nerede hata yaptık?” Ama hiçbir zaman aynanın karşısına geçip gerçekten kendine sormaz.

Yanımda kimler vardı?
Onların bilgi ve deneyimlerine ne kadar güvendim?
Dost diye bildiklerim gerçekten dost muydu?
Kimler bana dalkavukluk yaptı, kimler doğruları söyledi?
Ben kimleri susturdum, kimleri kaybettim?

Bunları sorgulamadan yapılan hiçbir özeleştiri, gerçekten hatayı görmek için yeterli değildir.

Para delisi olanlar, siyasete atılmak isteyenler, STK başkanı olup başarı hayali kuranlar… Eğer gerçekten yükselmek istiyorsanız, önce yanınızdakilere bakın. Eğer yanlış insanlar arasındaysanız, o koltuğa da otursanız, o parayı da kazansanız, eninde sonunda çöküşünüz kaçınılmazdır. REMZİ HAYTA-MALATYA FLAŞ HABER

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL