Buzdağının görünmeyen parçasıdır bilinçaltımız. Yüzeyde olmayınca varlığından bi haber yaşarız. Tıpkı yüreğimizde taşıdığımız küçük bir çocuk gibi. Her ikisi de farklı özelliklere sahip olsa da düşüncelerimizi ve davranışlarımızı şekillendirirler. Kendi kararlarımız olarak düşündüğümüz eylemlerin yüzde doksan beşini bilinçaltımız yönetir. Belki sizin için de tanışma vakti gelmiştir. Buyurun o zaman.
Senden bir Sen var içinde, elleri ayakları daha küçük, daha parlak göz ışıkları, çok daha büyük hayalleri senin hayallerinden. Ama daha kırılgan, daha hassas ve daha zayıf mücadelesi senden. İnancı çok ama çok güçlü. Ona neyi söylersen hemen inanır, koşulsuz bağlanır ağzından çıkanlara.
Dur bi dinle kendini, uzun zaman olmuş sanki içindeki seni bir kenara koyalı, yok sayalı…
Şu halinle, şu yetişkin duruşunla hallederim zannettin sorunlarını. Üstesinden gelebilirim sandın her şeyin. Ne çok yanıldığını, bir gece çığlık çığlığa sana seslenirken fark ettin. Huzurun ona bağlıymış, iyi hissetme halin yine öyle.
Elleri ayakları minik diye, ufacık diye senin şu koca bedenine ne yapabilir ki diye düşünmendendi tüm yanılgın. Biraz şaşırarak, biraz deneyimleyerek öğrendin sendeki Senin gücünü. O pes edince senin düştüğünü, yüreklendiğinde başarılara koştuğunu öğrendin. Artık birlikte olma zamanı sizin için. Varlığını yok saymadan ona sıkıca sarılmaktı senin işin. Onun bedeni küçük olsa da senden daha güçlüydü, kabul etmelisin bunu ve yürümeye devam etmelisin hayat yolunda. Ayağın her takıldığında çakıl taşlarına önce içine, iç dünyana yönelip kaldırmalısın küçük seni ve yüreklendirmelisin. Küçücük bir taş bizi yolumuzdan alı koyamaz demelisin. Hadi kalk yolumuz uzun, bu yol bizim, devam edelim yürümeye demelisin. Bazen çok acımış olur elleri, hatta kanamış olur dizleri. İşte o zaman yarasından öp. “Hadi kalk, başarabilirsin! Sana inanıyorum.” Diyip kocaman sarılmalısın. Sen sarıldıkça o daha çabuk iyileşiyor, yaraları derinleşmeden geçiyor. İçindeki Sen’in biraz nazlı galiba. Çabuk küsüyor, bir köşeye çekilip oturuyor. Olsun sen onun nazını da seviyorsun. Biraz sevip sarılınca hemen keyifleniyor. Tanıyorsun artık onu. Bulduğun her fırsatta sarılıyorsun, gıdıklayıp güldürüyorsun. Sen sevdikçe o daha bir güzelleşiyor. Yanakları al al gözleri ışıl ışıl oluyor. Onun ışıldayan gözleri senin gözlerin oluyor. Onun neşesi senin neşen, küçük bedenindeki kocaman yüreği senin yüreğin oluyor.
O iyiyse sen iyisin..
O güçlüyse sen güçlüsün..
Son satıra geldiysen bi dön bak bakalım sendeki Sen ne alemde?..
İlgili
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)