Bir insanın hayatındaki en büyük başarı, sevdiği işi yapmasıdır. Sevmeden yapılan bir işte ne mutluluk bulmak ne de başarı beklemek mümkündür. Kim ne iş yaparsa yapsın, önce mesleğine duyduğu saygı belirler o işin kalitesini. Meslek ahlakı olmayan birinden dürüstlük, onur, ve hassasiyet beklemek beyhudedir. Bu ahlak, insanın işine kattığı özdür. Boştur o özden yoksun olanlar.
Gazetecilik ise benim için bir işten öte, bir tutku, bir aşk. 1984 yılında adım attığım meslek hayatımda ilk günkü heyecan ve tutkuyla çalışmaya devam ediyorum. 43 yıl dile kolay. Gazete dağıtımıyla başladığım bu yolda hayatım hep gazetelerle geçti. Gazetecilik benim için sadece haber yazmak ya da olayları kamuoyuna aktarmak değil; bu işin en önemli boyutu, insanlara doğru ve tarafsız bilgi sunabilmektir. Her zaman bir olay karşısında nefsimi ve özel kinimi bir kenara bırakıp, yalnızca gerçeği yansıttım. Meslektaşlarımın ekmeğiyle oynamadım, kimseyi gammazlamadım. Allah da nasip etmesin.
Gazetecilik bana göre, beni ben yapan bir aşk. Başka bir meslek bana asla bu denli bir mutluluk veremezdi. Tekrar dünyaya gelsem yine gazeteciliği seçerdim. Çünkü gazeteci olmak, sadece bir yere işe girip kartvizit bastırmakla olmuyor. Bu meslek, çile çekmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi gerektiriyor. Ben bu mesleğin en güçlü, en saygı duyulan yıllarında görev yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. 21 vali ve 20 il emniyet müdürüyle çalıştım, hepsiyle mesleğime olan saygım ve dürüstlüğümle ilişkilerimi sürdürdüm.
Bir gazeteci, önce dürüst olacak, güvenilecek, saygı duyulacak. İyi bir gazetecinin parası ya da malı olmaz. Eğer varsa, bu varlıkların nasıl kazanıldığını sorgulamak gerekir. Çünkü kazancın ardında neyin saklı olduğunu görmek önemlidir. Ben hiçbir zaman bu meslekte paraya önem vermedim. Para kazanmak ya da mal biriktirmek benim için öncelik olmadı. Hayatım boyunca çamur atan, iftira atanlar oldu. Onlar herkesi kendileri gibi kalitesiz ve değersiz gördüğü için böyleler. Fakat Allah’a şükür ki benim güzel bir çevrem var, gönül dostlarım var. Onların imanı paraya, benim imanım ise güzel dostluklara ve insanlığa. Kim daha kazançlı diye sorarsanız, elbette ki ben. Çünkü para gelir geçer, ama insanlık baki kalır.
Bu meslekte nice gazeteciler bir gün silinip giderken, ben her zaman onurla, şerefle bu mesleği icra etmeye çalıştım. Allah, bana daima güzel dostlar nasip etti ve bu mesleği onurumla yapmayı sağladı. Her zaman olduğu gibi bugün de tek dileğim, meslek ahlakımı ve onurumu kaybetmeden görevimi yerine getirebilmek…REMZİ HAYTA-MALATYA FLAŞ HABER
Rabbim sizin gibi dürüst işini hakkıyla yerine getirenlerin sayısını artırsın inşallah