Köşe Yazısı

Mekanın Cennet olsun Hocam;…( Remzi Hayta Yazdı )

Malatya çok kıymetli bir büyüğünü kaybetti. Doğanşehir Sürgü beldesinin ileri gelen ailelerinden Eroğlu ailesinin bir ferdi olan Dr. Mustafa Eroğlu’nun hayata veda ettiğini  maalesef öğrenmiş bulunduk.        Malatya Eğitim ve Araştırma..

Mekanın Cennet olsun Hocam;…( Remzi Hayta Yazdı )

Malatya çok kıymetli bir büyüğünü kaybetti. Doğanşehir Sürgü beldesinin ileri gelen ailelerinden Eroğlu ailesinin bir ferdi olan Dr. Mustafa Eroğlu’nun hayata veda ettiğini  maalesef öğrenmiş bulunduk.        Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahlığını yapan, camiamız tarafından çok sevilen müstesna bir şahsiyet.Hayatımız yaprak dökümü yaşıyor adeta , sevdiklerimiz tek tek göçüyor. Geçmişe yolculuk yaptığında zihnimiz ne güzel hatıralar birikmiş diyoruz. İşte merhum Mustafa Eroğlu’da güzel hatıraları bıraktı arkasında. Önemli olan  bu değil mi? Güzel hatırlanmak, güzel anlatılmak.

Gazeteciliğe başladığım dönemde özellikle sağlık camiası ile sürekli çok yakın samimi ilişki içerisinde oldum. Bu samimiyetin zeminlerinin atıldığı dönemlerde ne cep telefonu var, ne de internet. Zenit marka fotoğraf makinemizle şu anki Battalgazi Devlet hastanesinin  eski yerinde bulunan ve Almanlar tarafından yapılan Devlet hastanesi acil servisinin önünde haber nöbetindeyiz.  Gazeteci arkadaşlarım Ali Aladağ, Yavuz Özhan ve  Rahmetli Şerafettin Özhan ile birlikte pusu kurar haber yakalamaya çalışırdık. İşte bu sebeple dolayı sağlık camiası ile sürekli yakın ilişki içinde olmuşuzdur..Hiç bir zaman onları rendice edici bir haberim olmadı.Kimsenin ekmeğini ile oynamadım Namusumuzla şerefimizle herkesle abi abla ilişkisi içerisinde görevimizi yaptık..

Acil serviste üç pratisyen  görev yaparken birde uzman doktor görev yapardı.  Uzman doktorun odası ayrı önemli vakalarda çağrılırdı.Kim o gece uzman doktor ise,  acilde çalışan herkese yemeği o ısmarlardı. Merhum Mustafa Eroğlu hocamla, göreve başladığı günden itibaren samimi diyalog içinde olduk.Genel Cerrah uzmanı olması sebebiyle  zor ameliyatlara girerdi.  Teknolojik imkanların, fiziki ortamların yetersiz olduğu dönemlerde başarılı ameliyatlara imza atıyordu.  Bir tanıdığımız ‘’Hangi genel cerrah doktoru iyi ?’’diye sorsa gözü kapalı Mustafa Eroğlu’nu gösterirdik. Rahmetlinin  dış görüşünü  çok sert ve soğuk görünse de  pamuk gibi yufka yüreği vardı. Hastalara  oldukça güven verir, içtenliği ile güvenlerini kazanırdı. Hastalarını asla konumuna , mevkisine, parasına göre ayırd etmez , herkese eşit muamele ederdi. Onun için mesai kavramı yoktu. Kendisine ihtiyaç duyulduğu anda  hastasının başında olurdu. Gece gündüz çalışır çok hastanın , hasta yakınının duasını alırdı.  Disiplinli, düzenli bir sistemi vardı. Yaptığı iyilikleri gizlice yapar kimseden övgü beklemezdi.Onun bir çok gariban ,mağdur insanı tedavi ettirdiğine defalarca şahit olduk. Zor dönemlerin insanı idi. O zamanlarda imkanlar oldukça kısıtlı, şartlar ağırdı.  Bir doktorun sorumluluğu sadece hasta tedavi etmek değil, konuşması, duruşu, insanlara yaklaşımı ile örnek olmaktı. İşte Rahmetli Mustafa Doktor ziyadesiyle bunların üstesinden geliyordu.

Ancak ilerleyen zamanlarda üstesinden gelemediği bir husus vardı ki Allah kimseye yaşatmasın , biricik evladının vefatı idi. Zannederim o sert mizacının altındaki yumuşak yüreği bu acıyı kaldıramadı. Yaşadığı süre boyunca bu acı onda hiç küllenmedi.Umuyoruz ki gerek hizmeti ile gerek malı ile yaptığı hayırlar, aldığı dualar onu evladına cennet-i ala’da buluşturmuştur.Mekanın Cennet olsun Nur içinde yatasın hocam. Eroğlu Ailesine Başsağlığı dilerim.Rabbim Sabırlar versin.

YORUMLAR (2)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL