Yeni Malatyaspor, sezona Avrupa kupalarına katılma iddiasıyla girerek kendi kapasitesinin üstüne çıkmıştı. Süper Lig’e çıktığı sezondan itibaren her sene üstüne koyarak devam eden sarı siyahlı ekip, doğru zamanda, doğru yerde..
Yeni Malatyaspor, sezona Avrupa kupalarına katılma iddiasıyla girerek kendi kapasitesinin üstüne çıkmıştı. Süper Lig’e çıktığı sezondan itibaren her sene üstüne koyarak devam eden sarı siyahlı ekip, doğru zamanda, doğru yerde hamleler ile Adil Gevrek ve ekibi her sezon belirlediği hedefleri bir bir gerçekleştirerek tüm kamuoyunun takdirini kazandı. Geçen sezon harikalar yaratan Erol Bulut ile yönetim arasında çıkan anlaşmazlık sonucunda tecrübeli teknik adamla yollarını ayıran Yeni Malatyaspor yönetimi sezon başında takımın başına Sergen Yalçın’ı getirdi.
Sergen Yalçın’ın gelişi ile sezona iddialı bir kadro ve Avrupa heyecanı ile giren Malatya şehri için bu heyecan ilk defa yaşanmıyordu. 2003 – 2004 dönemin başkanı Hikmet Tanrıverdi ve ekibinin yoğun çabaları ile ligi iyi bir sırada bitirerek Avrupa’nın yolunu tutan Malatyaspor, İsviçre temsilcisi Basel ile karşılaşıp o dönem uygulanan ‘’ Altın Gol’’ ile Avrupa kupalarına veda etmişti. Herkesin aklında ‘’ bu sefer başaracak mıyız’’ sorusu ve heyecanı vardı. Flaş Transferler ile sezona giren Yeni Malatyaspor, Thievy Bifouma, Gökhan Töre Moyke Fofana, Adis Jahovic , Guilherme ve Afriyie Acquah gibi tecrübeli , yetenekli oyuncuları kadrosuna kattı. Adil Gevrek ve ekibi tüm imkanları seferber ediyor gibi görünüyorken bir yerlerde yine eksik bir şey vardı, Hemen hemen her hocanın yaşadığı sıkıntı ile tekrar karşı karşıya kalan isim bu sefer Sergen Yalçın oldu. Sezon başı kampında mikrofon başına her geçtiğinde eksik mevkileri, istediği oyuncuları defalarca dile getiren ve kadronun kısıtlı olduğunu söylemesine rağmen yönetim bu konuda tekrar sınıfta kaldı, ve Yeni Malatyaspor eşleştiği Olimpija Ljubljana ve Partizan karşısına eksik bir kadro ile girmek zorunda kaldı. Buna rağmen iki eşleşmede de çok olumlu bir oyun oynayan ekibimiz ‘’ hakem kararı’’ ile Avrupa kupalarına veda etti. UEFA platformunda video yardımcı hakem olmuş olsaydı, sarı siyahlı temsilcimiz lig serüvenin yanına bir de Avrupa’yı ekleyecekti. Bu tarz platformlar, özellikle dar bir rotasyona sahip olan takımlar için çok zordur. As kadrodan birçok isim fizik olarak hazır olmadan sezon başı art arda maçlar oynamasına rağmen lige sezonun şampiyonunu Medipol Başakşehir’i 3-0 yenerek ne kadar ‘’dişli’’ bir rakip olduğunu herkese göstermişti.
Takımda her şey yolunda, keyifler yerindeymiş gibi görünüyordu. Temsilcimiz ilk beş haftalık periyotta içlerinde Alanyaspor, ve Galatasaray ile karşılaşıyor olmasına rağmen bazı maçlarda şansızlık yaşamasına rağmen 10 puan toplayarak tüm dikkatleri üstüne çekti. Mağlubiyetten çok her maç sonunda oynanılan oyun konuşuluyor, her maç Yeni Malatyaspor gole daha yakın olan taraf oluyordu. İlk yarı boyunca özellikle büyük maçlarda ortaya koyduğu müthiş performans adeta dudak uçuklatır düzeydeydi. İlk yarının en çok gol atan takımı ‘’ Yeni Malatyaspor. Gol kralı olan oyuncunun takımı ‘’Yeni Malatyaspor’’ İlk yarıda asist kralı olan oyuncu takımın bel kemiği olan ‘’ Guilherme’’ Adis – Guilherme ikilisi takımın tüm hücum gücünü üstlenmişken herkesin aklında bu ikili aramızdan ayrılacak mı endişesi vardı. Devre arası gelmiş, takım yarıyı 8. Sırada 24 puan ile sonlandırıyor ve herkes takımın daha da güçlenmesini bekliyordu. Ne mi oldu dersini? Yeni Malatyaspor bu çukurdan çıkamadı…
Adil Gevrek ve ekibi kendine yakışanı yaparak Sergen Yalçın ve ekibinin istediği, beklediği ‘’ Vizyonu’ karşılayamadı. Hocanın isteği olan Mehmet Ekici ve Alper Potuk transferlerini gerçekleştiremedi. Yönetimden bir kesim ‘’ Şampiyon olmayacağız’’ diyor, bir kesim ise ‘’ Küme düşme tehlikemiz yok’’ diyerek Sergen Yalçın’ı isteklerini yapmamak adına görevden aldı. Adil Gevrek haklıydı, Sergen hoca kendisine birkaç gömlek büyük gelmişti. Bir başkan düşünün ki, lige çıktığı andan itibaren bir kere bile televizyona bile çıkamayacak kadar aciz , karar mekanizması konusunda ise bir o kadar amatör…. Ve bu adam bir sezon içinde aynı takımdan defalarca kovulan, Göztepe’yi neredeyse küme düşüren Kemal Özdeş’i tercih etti. Şehri küme düşüren Hikmet hoca değil Kemal Özdeştir… Takım için, şehir için , dönüm noktası olan bu kararın bizi nereye getirdiğini hepimiz görüyoruz. Yazılacak çok şey var… bundan sonraki yazılarımda teker teker hepsine değineceğim Adil Gevrek ve ekibi maalesef başaramadı… Peki siz, taraftar yumruklayan bir adamı önümüzdeki sezon takımın başında görmek istiyor musunuz?
BÜLENT KAAN KÖSE – YAZAR
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)