KOMŞU HAKKI…. (Remzi Hayta Yazdı )

Çok şeyin özlemin duyuyoruz son zamanlarda, çok şeyi mukayese ediyoruz. Bazı değerlerimizi öyle unutuyoruz ki yerine ne yenisini koyabiliyoruz ne eskisini canlandırıyoruz.

Özlemini  çektiğimiz  hatıralarımız arasında en çok aklımıza düşen Komşuluk İlişkilerimiz. Şehir hayatının zorluğu, yaşam telaşının güçlüğü bize hem komşumuzu hem bizi unutturdu. Oysa zor olan hayatımızı kolaylaştırmak, yaralarımızı sarmak, derdimizi anlatacak sırdaşlar bulmak komşu ile mümkündü. Biz bu samimiyeti, değerleri ne gençlere aktarabiliriz, ne anlatabiliriz.

Komşu samimiyet ve içtenlik demekti bizim için. Bir tabak yemek paylaşılır, yapılan bir işe hemen el atılırdı. Kurbanlar ortak kesilir, bayram hazırlıkları hep birlikte yapılırdı. Mahallede ihtiyaç sahibi bir hastanın yardımına herkes koşar,  evlenen bir gencin el birliği ile düğünü yapılırdı.

Ev satılığa veya kiraya çıkarıldığı zaman komşuların rızası alınır. Onların rızası olmayan kimseye ev verilmezdi. Kız isteme merasiminde komşular davet edilir dünür olunacak kimse hakkında onay alınırdı. Borçlanmış yardıma  muhtaç hale gelmiş kimseye onuru zedelenmeden yardım eli uzatılırdı.

Her şeyden önemlisi bunlar mahremiyet duygusu ile yapılırdı. Bizle eski kafalıyız her bir durumun fotoğraflanması yardım için atılan her adımın sosyal medyadan duyurulmasını anlayamıyoruz. Komşu komşunu acısını, düğününü, yediğini içtiğimi artık sosyal medyadan öğrenir oldu. Buna rağmen bir taziye için gitmeye çekinir, kapı çalmaya korkar olduk. Oysa annelerimiz eskiden taziye evinde bir hafta on gün yemek ve hizmet işlerinde bulunur yas evine destek olurlardı. Komşusu vefat eden bir kimse uzun dönem tv seyretmez , müzik açmazdı. Ayıplar kapatılır yüze vurulmazdı. Komşunun güvenliği, namusu mahallenin gençlerine emanetti. Bir komşu vefat ettiği zaman Cenazesi Evinde uğurlanırken, ilk önce komşularda helallik istenirdi.

Yine Bir Hadis’de

Bir adam Resûlullah’a (s.a.v.) gelerek “Ey Allah’ın Resûlû! Falan kadının namazının, orucunun ve sadakasının çok olduğundan ancak diliyle komşusunu rahatsız ettiğinden söz ediliyor, (ne buyurursunuz?) dedi. Resûlullah; “O cehennemde olacaktır.” buyurdu.

Adam bu kez “Ey Allah’ın Resûlû! Falan kadının namazının, orucunun ve sadakasının az olduğundan ancak diliyle komşusunu rahatsız etmediğinden söz ediliyor, (ne buyurursunuz?) dedi. Resûlullah; “O da cennette olacaktır” buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, 11.440)

Şimdi bunlar mazi oldu herkes her şeyi özlüyor ancak bunları canlandırmak için hem cefada hem sefada ortak olmayı göze almıyor. Komşu komşunun külüne muhtaçtır sözünü geçti bir selamına bir hatır sormasına muhtaç. Komşularımızdan Allah’ın selamını esirgemeyelim…

Bir Müslüman öldüğünde, yakın komşularından üç hane halkı onun iyi bir insan olduğuna şahitlik ederlerse, Yüce Allah da onun için şöyle der:

“Şahitlikte bulunan kullarımın bildiklerine göre yaptıkları şahitliğini kabul ettim ve kendi bildiklerimi de bağışladım.”

Selam ve Saygılar

( REMZİ HAYTA-MALATYA FLAŞ HABER )