Son yıllarda Malatya’nın birçok mahallesinde gözle görülür bir değişiklik yaşanıyor: Her sokakta en az bir, bazen birkaç adet kasis bulunuyor. Okul, hastane, çocuk parkı gibi özel koruma gerektiren bölgelerde kasis uygulaması anlamlı olabilir; ancak bu yeni dalga, sadece güvenlik gerekçesiyle açıklanamayacak kadar kontrolsüz ve yaygın görünüyor.
Kasisler, doğru yerde ve doğru şekilde kullanıldığında yaya güvenliğini artırabilir. Ancak, Malatya’daki mevcut uygulamada birçok sorun göze çarpıyor. Öncelikle, kasislerin çoğunda uyarı levhası bulunmuyor. Gece saatlerinde, özellikle asfalt zeminle aynı renkte ve boyasız bırakılan kasisleri fark etmek neredeyse imkânsız. Bu durum, kazalara davetiye çıkarmanın ötesinde, sürücüler için ciddi bir güvenlik riski oluşturuyor.
Üstelik, kasislerin standardı da yok. Kimisi dar ve yüksek, kimisi geniş ama sert. Bazı bölgelerde eğimsiz ve keskin şekilde inşa edilmiş kasisler, düşük hızla geçilse dahi araç alt takımlarına zarar verebilecek nitelikte. Her kasiste durup kalkmak zorunda kalan araçlar için ise bu uygulama yalnızca zaman kaybı değil, aynı zamanda artan yakıt tüketimi ve çevre kirliliği anlamına geliyor. Sadece sürücüler değil, yayalar da bu durumdan memnun değil; çünkü düzensiz kasisler trafik akışını bozar, sinirli ve sabırsız sürücüleri tetikler, ani fren ve hızlanmalar yaya güvenliğini tehdit edebilir.
Asıl dikkat çekici olan, bu kadar yaygın ve etkili bir müdahalenin hangi bilimsel temele dayandığına dair kamuoyuna açık bir bilgi verilmemiş olmasıdır. Kasislerin nerelere, hangi kriterlere göre, hangi yükseklik ve genişlikte yapılacağı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen standartlara bağlanmıştır. Ancak Malatya’daki uygulamaların bu standartlarla ne kadar örtüştüğü şüpheli. Bir trafik mühendisliği planı mı yapıldı? Yoksa mahalle bazlı şikâyetlerle mi kasis ekleniyor? Bu sorular hâlâ yanıtsız.
Trafik güvenliği, plansız kasislerle değil; bilimsel, estetik ve işlevsel şehir planlamasıyla sağlanır.
REMZİ HAYTA- ÖZEL HABER
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)