İyi İnsan Olmak Üzerine: Bir Mesleğin ve Hayatın Aynası - Malatya Flaş Haber
Köşe Yazısı

İyi İnsan Olmak Üzerine: Bir Mesleğin ve Hayatın Aynası

İyi insan olmak… Kimileri için derin bir vicdan muhasebesi, kimileri içinse sadece bir kimlik meselesi. Ama ne olursa olsun, iyiliğin ne anlama geldiği üzerine düşünmek, her insanın kendi yolculuğunda karşısına..

İyi İnsan Olmak Üzerine: Bir Mesleğin ve Hayatın Aynası

İyi insan olmak… Kimileri için derin bir vicdan muhasebesi, kimileri içinse sadece bir kimlik meselesi. Ama ne olursa olsun, iyiliğin ne anlama geldiği üzerine düşünmek, her insanın kendi yolculuğunda karşısına çıkan bir duraktır. Ve bu durakta, aynaya bakıp kendimize sorduğumuz sorular vardır: “Ben kimim? Bu dünyada bıraktığım iz, değerli mi?”
Bu soruların cevabı, önce kendimize dürüst olmaktan geçer. İyi insan olmak, başkaları için değil, önce kendi vicdanımız ve ahlakımız için iyiyi seçmekle başlar. Çünkü başkaları için iyi olmaya çalıştığınızda, karşılığında hayal kırıklığına uğramak işten bile değildir. Ama bu, kötü olmayı bir seçenek olarak görmeyi haklı çıkarmaz. Zira kötülük, kişinin kendi ruhuna işlediği bir zehirdir.
AHDE VEFA VE KUL HAKKI: İYİLİĞİN ŞARTLARI
Eğer bir insan:
Ahde vefa gösteriyor, kendisine yapılan iyilikleri unutmuyorsa,
Kul hakkı yemiyor, helale haram karıştırmıyorsa,
Dostunun arkasından konuşmuyor, insanların dedikodusunu yapmıyorsa,
Bonkörse, paylaşmayı seviyorsa,
işte o kişi, iyi bir insandır. Aksi şekilde davrananlarsa, kendi yol haritalarını çoktan çizmişlerdir. Onların pusulası menfaat, rotası rant ve yalan üzerine kuruludur. Böyle kişiler için önemli olan, bugünü kazanmaktır. Ama ya sonrası?
Bir insan, öldüğünde arkasında onurlu bir isim bırakmadıysa; çocuklarına şeref, haysiyet dolu bir miras devretmediyse; dünyada ne kadar zenginlik biriktirmiş olursa olsun, bunların hiçbir değeri yoktur. İnsanlar, geride kalanlar hakkında konuşurken “iyi insandı” yerine “geberip gitti” diyorsa, o servetler ve makamlar neye yarar ki?
DÜRÜSTLÜK, GAZETECİLİK VE GERÇEKLER
Benim kafamın almadığı bir mesele de, bu zamanda özellikle bizim mesleğimizde, yani gazetecilikte, dürüst ve onurlu bir duruş sergileyenlerin çoğunlukla yalnız bırakılmasıdır. Dürüst gazeteci olmak, ne belediye başkanlarına ne de iş insanlarına yaranır. Çünkü bu kişiler, genelde çevrelerinde kendi çıkarlarına hizmet eden bir grup oluşturmayı tercih eder.

Bazıları, hayatında bir satır haber yazmamış, kalem tutmamış, gazeteciliğin adını bile doğru düzgün anmaktan acizken, belediye başkanlarının ya da iş insanlarının gözünde “çok iyi gazeteci” olarak görülür. Bu da aslında iyi bir satış stratejisidir. Çünkü çıkar dünyasında, insanlar birbirlerini iyi pazarlamayı çok iyi bilir. Dün fakirlikten kırılan, bugün lüks arabalarla boy gösteriyor. Peki, bu lüksün kaynağını sorduğunuzda cevap verebiliyorlar mı? Hayır.
43 YILLIK MESLEKİ BİRİKİM VE HESAPLAŞMA
Benim için, bu sahte dostlukların ya da çıkar odaklı ilişkilerin bir önemi yok. Ben, 43 yıldır bu mesleğin içindeyim ve Allah’a şükür, hiçbir veremeyecek hesabım yok. Her zaman doğruların yanında durdum, kalemimi hiçbir zaman tetikçilik için kullanmadım. Ancak, dürüstlük maskesi takarak tetikçilik yapanlar, sahtekarca davranıp kendilerini “en iyi gazeteci” diye pazarlayanlar benim muhatabım değil. Çünkü Malatya’da herkes kimin ne olduğunu çok iyi bilir. Kimsenin bir şey anlatmasına gerek bile yok.
VE SON OLARAK ŞUNU SÖYLEMEK İSTİYORUM
İyi insan olmak, zor zamanlarda bile ahlakından ödün vermemekle mümkündür. Kişi, önce kendisi için iyi olmalıdır; çünkü vicdanen rahat olmayan bir insan, başkalarına ne kadar iyi görünmeye çalışırsa çalışsın, bu çabanın bir karşılığı yoktur. Hayat, bir iz bırakmaktan ibarettir. İyi bir isim, onurlu bir miras, insanın gerçek servetidir.
Dürüst bir gazetecinin yolu zordur, ama yalnız değildir. Çünkü her zaman gerçeklerin savunucusu olan, iyilikle yol alan bir vicdanı vardır. Ve vicdan, bu dünyada insana kalan en büyük hazinedir. REMZİ HAYTA

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL