Hatıralarda Kalanlar Hafızlarda Kalanlar (Eğitimci-Yazar Enver Kalaycıoğlu Yazdı ) - Malatya Flaş Haber
Köşe Yazısı

Hatıralarda Kalanlar Hafızlarda Kalanlar (Eğitimci-Yazar Enver Kalaycıoğlu Yazdı )

İlkokula Malatya Eski Fırat İlkokulunda başladım. Yeni Caminin karşısında Yeni Camiye bakan tarafı iki katlı ortası avlu, avluda Yeni Caminin yekpare taş havuzunun eşi bir taş havuz, arkadaki sınıflar tek..

Hatıralarda Kalanlar Hafızlarda Kalanlar (Eğitimci-Yazar Enver Kalaycıoğlu Yazdı )

İlkokula Malatya Eski Fırat İlkokulunda başladım.

Yeni Caminin karşısında Yeni Camiye bakan tarafı iki katlı ortası avlu, avluda Yeni Caminin yekpare taş havuzunun eşi bir taş havuz, arkadaki sınıflar tek katlı, okulun girişi Yeni Cami tarafından Büyük iki ahşap kapı ve birinin içinde 1,70 cm yüksekliğinde bir kişinin geçebileceği kadar bir kapı…

İki kapının yüksekliği takriben 3 metrenin üzerinde 4 metreye yakın..

Koca Han kapısı gibi bu iki kapı açıldı mı?

Okulun bahçesi ve taş havuz karşıdaki tek katlı sınıflar görünür…

Ailenin ilk çocuğu olarak, Rahmetli Babam Bedir Bey beni ilkokula yazdırdı.

Bende çocuklardan şöyle bir şey duymuştum; Zil çalınca sınıfa girilir. Zil çalınca okul biter.

Rahmetli Babam beni Eski Fırat ilkokulunda 1-D sınıfına yazdırmış, öğretmenim İhsan İnan a eti senin kemiği benim diyerek teslim etti.

Okulun ilk günü, zil çaldı derse girdik.

Daha sonra zil çaldı. Baktım ki okulun büyük kapıları açık,  çantamı alıp eve gittim.

Rahmetli babam hayırdır oğlum dedi. Baba zil çaldı okul bitti geldim dedim.

Okul hemen bitmez teneffüs zili çalmıştır. Deyip beni tekrar okula götürdü.

İlkokul birinci ikinci sınıfı Eski Fırat ilkokulda, Eski Fırat İlkokulu yıkılınca birkaç ay Barbaros ilkokulunda daha sona üçüncü, dördüncü beşinci sınıfı yeni Fırat ilkokulunda okudum.

Evimiz ise Eski Buğday Pazarı, ilk Buğday Pazarı Arasa’nın karşınızda, Arasa’ya bakan kahve ve palancı dükkânı arasında bir kapıdan giriliyor.

Yedi sekiz metre bir koridordan geçildikten sonra bir avluya kavuşuyorsun.

Sağ tarafında çiçeklik karşıda bir asma, asmanın altında su damı (Su Damı, peynirturşu, yoğurt benzeri yiyecekleri saklamak için buzdolabı görevini görür, içerisinden su geçer, Su damının ısısı yaz kış +4 derecedir.)  ebatları 2×2 metrekare içinden kaynak suyu geçiyor. Yerden 70 cm yüksekliğinde, üzeri kapalı sadece kuzeye bakan bir kişinin gireceği kadar kapısı var. Yüksekliğin bir de tabandan su geçen kısmı hesapladığımızda 50 cm eklersek toplam yükseklik 120 cm olmaktadır.

Su Damının bir metre altında 80×80 ebatlında yekpare taş havuz ve yanında 80×120 ebadında bir havuz…

Sağ tarafta yerden 40 cm yükseklikte bir tandır örtmesi ve tandır.

Karşıda altı basamakla çıkılan bir konak, konağın ilk giriş sol tarafında bir köşk bulunmakta, altı mazgan( Mazgan odun kömür gibi ihtiyaçların konulduğu yer.)

İki katlı konağın merdivenleri köşkü bir üst kattaki köşke bağlayan ahşap merdiven, içeri girdiğinizde büyük bir hol sağ tarafta mutfak sol tarafta misafirin ağırlandığı salon büyüklüğünde bir oda, arkasında yatak odası ve karşısında bir oda ve ara kısımda banyo bulunmakta yukarıda aynı şekilde düzenlenmiş bir konumda…

Bu Konak Ünlü Cerrah Kerem Hasan tarafından 1889 yılında yaptırılmış, Akpınar’ın Malatya’nın ilk ticari merkezi olması nedeniyle konağın etrafı tek katlı dükkânlar yapılmış, konak dükkânların arasında kalmıştır.

Ben bu konakta doğdum.

Ünlü Cerrah Kerem Hasan, Babaannemin babası…

1855 yılları ile 1930 yılları arasında yaşamış…

Savaşlarda askerlerin yaralarına müdahale etmiş, 100 den fazla ilaç yapımını bilen kendini o günün şartlarında tıp eğitimi almış birazda alaylı yetişmiş, bir kişi…

1.90 boylarında iri yarı buğday benizli bu kişinin maalesef ailemizde fotoğrafı yoktur.

Bu bilgileri, dedemin bacanağı olan 101 yaşında vefat eden Sofu Amca (Mahmut Sekman) dan öğrenmiştim.

Rahmetli Babaannem Fadime Hatun babasından 20 civarında ilaç yapımını öğrenmiş, rahmetli annem Gülseren Hanım o da babaannemden 5 kadar ilaç yapımını öğrenmişti. Ağız ilacı, göz ilacı, kara merhem hatırımda kalanlar…

Kerem Hasan ismi, herkesin derdine derman olan bir kişi olduğundan, o zaman lakap söz konusu olması nedeniyle Kerem Hasan denilmiş…

İnsanların, onlarca yüzlerce hatıraları var…

Hafızlarda kalanlara baktığımızda, hafızlarımızdan silinmeyen çok olaylar yaşadığımız söz konusu…

1970 li yıllar lise ve üniversite yıllarım olaylı yıllar, sağ sol olayları…

Sabah evden çıkıyorsunuz akşam eve sağ salim döneceğiniz malum, herhangi bir olaya karışıp fikrinizden dolayı sizi dövebilirler. Öldürebilirler.

Sonraki dönem 12 Eylül sağdan ve soldan insanlar içeride olaylar bıçakla kesilmiş gibi. Ortadan kalkmış, bir takım insanlar fikirlerinden dolayı hapis yatıyor tutuklanmış…

Bazı insanlar idam ediliyor…

Kenan Evren diyor ki biz dengeyi sağladık bir sağdan bir soldan insanları idam ettik.

Bir sağdan bir soldan insanlara ceza verdik.

Adaleti sağladık.

Suçları ne sağcı solcu olmaları.

Velhasıl 2000 li yıllara geldik.

2020 de Cumhuriyetin 100 yılına hazırlanırken pandemi başladı.

Maske ile gezmeye başladık.

Pandemi de çok insanımızı kaybettik.

TRT İstanbul Radyosu Sanatçısı mütevazı hemşerimiz Necmettin Yıldırım Pandemi de hayatını kaybetmiş,  Darende ye defnedilmişti.

Evlerimizin odasından odasına geçemedik. Eşim de yakalandı o ayrı odada ben ayrı odada kaldık. Yemeklerini yapıp odasına verdim.

Burada bir hatıramı da anlatayım…

Malatya’nın yemeklerinin tariflerini çok veririm.

Eşim Yıldız Hanım der ki; bu kadar yemek tarifi veriyorsun bir gün de yemek yapsan gam yemem…

Pandemi bana fırsat oldu…

Hanıma yemek yapıp odasına verdim… Dolmaya kadar yaptım…

Bu günlerde geçti.

Arkasından deprem 11 il yerle bir…

Malatya çok büyük yara alan illerden biri.

Tesadüfen İstanbul’da olduk. Sebebi ikinci torunumuzdu.

Deprem hafızlardan silinmeyecek yaralar açtı.

Çok insan ailesini evini her şeyini kaybetti.

Çok aile dostumuzu arkadaşımızı kaybettik.

Hatta ailesine ait albümünü bile alamayan insanlar oldu.

On binlerce olaylar hafızalara kazındı.

İnsanlar çok katlı binaların yanından geçemez oldu.

Deprem fobisi yaşayan herkesin hafızasında,

Oturduğu sandalye sallansa deprem oldu sanıyor.

Oturduğu kanepe sallansa deprem oldu sanıyor.

Bende 5,6 lıkdepremi , 5,4 lük ve bu konumdaki depremleri yaşadım.

Geceyi dışarıda, parklarda, arabada geçirdiğimiz geceler oldu.

Allah bir daha 7,7 lik 7,6 lık 5 lik depremleri hatta hiç deprem göstermesin…

Hatıralarımızda güzel olaylar genelde kalır.

Hafızlarımızda ise bizi üzen olaylar bizde fobi oluşturan olaylar kalıyor…

Saygılarımla

Enver KALAYCIOĞLU

 

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL