Yaşamın her anında tatmin olma ve mutluluğu bulma çabası içinde olan bazı insanlar, ilginç bir dönemeçte gazetecilik mesleğine adım atıyorlar: altmış yaşından sonra. Bu karar, birçokları için sadece geçmişin hatıralarını değil, geleceğin kapılarını da aralıyor. Ancak gazetecilik, nankör bir meslek olarak tanımlanabilir mi? Bu soruya yanıt ararken, mesleğin doğasını ve toplumun gazetecilere bakış açısını irdelemek gerekir.
Yaşamın her anında tatmin olma ve mutluluğu bulma çabası içinde olan bazı insanlar, ilginç bir dönemeçte gazetecilik mesleğine adım atıyorlar: altmış yaşından sonra. Bu karar, birçokları için sadece geçmişin hatıralarını değil, geleceğin kapılarını da aralıyor. Ancak gazetecilik, nankör bir meslek olarak tanımlanabilir mi? Bu soruya yanıt ararken, mesleğin doğasını ve toplumun gazetecilere bakış açısını irdelemek gerekir.
Gazeteci olmak, doğru ve dürüst haberler yazmakla başlar. Ancak ironik bir şekilde, bu tür haberlere genellikle az ilgi gösterilir. Yalaka ve riyakâr bir üslupla yazılan haberler ise adeta taçlandırılır. İnsanlar, bu sanal gerçeklikte kendilerini kaybederek, gerçeği ve yanlışı ayırt etmekte zorlanır hale gelirler. Oysa gerçekten değer veren bir okuyucu kitlesi var. Dürüstlüğü ve objektifliği önemseyenlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Bu kişiler, gerçeklerin peşinden gitmeyi ve kaliteli içerikleri takdir etmeyi bilen seçkin insanlardır.
Ancak siyasetin ve iş dünyasının içine bakıldığında, her zaman etrafı yağcılar sarmış olur. Bu yağcılar, gerçekleri görmeyi engelleyerek, liderlerin ve yöneticilerin vizyonlarını bulanıklaştırır. Sonradan pişmanlık duyanlar da olur: “Neden daha önce fark etmedik?” diye hayıflanırlar. Aslında cevap basittir: Zamanında etrafınızdaki insanları doğru değerlendirip, gerçekleri görmemişsinizdir.
Özellikle siyaset ve iş dünyasında, etrafı yağcılar ve çıkar grupları sarmış durumda. Belediye başkanlarından milletvekillerine, iş adamlarından bürokratlara kadar birçok lider, çevresindekilerin gerçek niyetlerini görmekte zorlanabiliyor. Bu durum, kamu hizmetlerinin etkinliğini azaltabilir ve toplumun güvenini sarsabilir. İlerleyen zamanlarda ortaya çıkan skandallar ve hatalar, sıklıkla dürüstlüğü elden bırakmamış ancak çevresindeki manipülatif güçlere teslim olmuş liderlerin üzerine düşer.
Kurum müdürleri bile bu durumdan nasibini alır. Birileri hakkında çıkan dedikodulara veya iftiralara kanmamak için, her sözü kendi araştırmanız gerekir. Çünkü en çok dürüst ve namuslu insanlar hedef alınır. Neden mi? Çünkü onların yolundan çekilerek, rant elde etmek daha kolay olur.
Sonuç olarak, gazetecilik bir meslek olmanın ötesinde bir sorumluluk taşır. Gerçekleri aramak, toplumu bilgilendirmek ve doğruyu savunmak bu sorumluluğun temel taşlarıdır. Ancak bu yolda yürürken, yalaka ve çıkar peşinde koşanların tuzaklarına düşmemek de önemlidir. Bunu yapmak hiç de zor değil sadece etrafına net şekilde bakman yeterli …REMZİ HAYTA
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)