Köşe Yazısı

GAZETE SEVDAM

Hayatta her şey görecelidir. İnsanı etkileyen, etkisi altında kaldığınız daha sonra hayat biçiminiz içerisine aldığınız güzellikler sizinle beraber yaşar gider. Hatta huy haline gelir. Malatya’mızda sık sık söylenen daha çok..

GAZETE SEVDAM

Hayatta her şey görecelidir. İnsanı etkileyen, etkisi altında kaldığınız daha sonra hayat biçiminiz içerisine aldığınız güzellikler sizinle beraber yaşar gider. Hatta huy haline gelir.
Malatya’mızda sık sık söylenen daha çok negatif yönde söylenen söz;
“Can çıkmazsa huy çıkmaz”
“ Huy” bir davranış biçimidir.
Anneden, babadan, dayıdan, amcadan, abiden, abladan, arkadaştan, okuldan, çevreden, günlük olaylardan etkilenip davranış biçimimiz içerisine aldığımız, hatta kendimize göre doğru olduğunu kabul ettiğimiz, öyle davrandığımız zaman toplumda saygı göreceğimizi sandığımız veya toplumun bize zararı olamayacağını düşündüğümüz davranış biçimine huy diyoruz.
Rahmetli Babam Bedir Kalaycıoğlu, okumaya âşık, zaman zaman birkaç kelime yazmayı ihmal etmeyen, hatta annemin sözlerine, eğer elinde gazete varsa biraz geç cevap veren bir insandı.
Rahmetli Annem Gülseren Hanım, babam gazete okurken bir şey sormuş, cevap gecikmişse “Kuranını hatmet” sonra konuşuruz derdi.
Babamda gazetedeki makaleyi veya olayları iyiden iyi okur. Sonra anneme cevap verirdi.
Okuma sevdası toplumla paylaşma sevdası babama nereden geldiğini araştırdığımda görüyorum ki, Malaya Lisesinde okurken, edebiyat öğretmeni Arif Nihat Asya…
Bayrak şairimiz, vatan sevdalısı, inancından taviz vermeyen, ülkemize kanaat önderliği yapan Arif Nihat Asya; vatanına milletine bayrağına bağlı gençlerin yetişmesinde önderlik yapmıştır.
1939 yılında Malatya merkezde 30 dükkândan ibaret kasap pazarı kurulur. Kasap pazarı bu günkü Çınarlı Cami ile Pamuk Han arasında yer alan bir alandadır. 15 dükkân bir tarafta 15 dükkânda karşısında olmak üzere…
Kasaplık, et pazarı işletmeciliği bizim ailede yedi göbek öteden gelmektedir. Bu vesileyle yeni kurulan kasap pazarındaki 30 dükkândan 21 i bizim akrabalara aitmiş…
Rahmetli babam 1929 doğumlu idi.1947 den itibaren günlük gazeteleri alır. Kasap Pazarının bir köşesine geçer etrafına kasapların büyük çoğunluğu gelir onara günlük gazeteleri okuyup yorumlarmış, bu durumu babamın amcası oğlu Seydi Bahçecioğlu Amcamdan öğrenmiştim.
1947 den itibaren Malatya Sümerbank Pamuklu Sanayi Fabrikasında Mesul Amiri olarak çalışmaya başlayan babam Bedir Bey,1950 de askere gider dönüşte de dedemin isteği üzerine kasap dükkânındaki tezgâhın başına geçer.
1947 den 1950 yılına kadar zaman, zaman kasap pazarına sabah 9.00 il 10.00 arası gazeteleri okumuş yorumlamış,1952 den 1957 ye kadar hemen hemen her gün gazeteleri okumuş yorumlamıştır.
Kasaplara, Arasa esnafına, Akpınar esnafına kanaat önderliği yapmıştır.
1952 den 1960 yılına kadar Malatya Belediyesi Meclis üyeliği görevinde bulunmuş,
1961 de Malatya Kasaplar Derneğini kurmuştur.
1965 de Yeni Hamam Mahalle halkının isteği üzerine muhtar seçilmiş,
31 Mart 1973 de vefat etmiştir.
O tarihte Malatya Atatürk Lisesinde lise ikinci sınıf öğrencisiydim. Fen bölümünde okuyordum. Edebiyatı da seviyordum. Zaman zaman şiir yazar, zaman zaman makale yazar edebiyat bölümünden arkadaşım Adil Akkoyunlu, fen bölümünden arkadaşım Erhan Hoşhanlı ile paylaşırdım.
1973-1974 Eğitim Öğretim yılında liseyi bitirdik.
Arkadaşlarımın her biri bir yere dağıldı. Çoğunluk olarak üniversite kazandık.
Adana Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünü kazanmıştım.
Bazı arkadaşlarım da Ticari ilimler Akademisini kazanmışlardı.
Erhan Hoşhanlı arkadaşım da onlardan biri idi.
Malatya Ufuk Gazetesinde yazı işleri editörü olarak göreve başlamıştı.
Bir gün Kışla(Atatürk ) caddesinde bana rastladı.
Enver Kardeş, senin güzel şiirlerin var, yazıların var onları getir gazete de yayınlayalım dedi. Bende kırmadım şiirlerimi yazılarımı ona götürdüm.
22 Ocak 1975 de Malatya Ufuk Gazetesinde şiirim yayınlanmıştı.
Gazetenin imtiyaz sahibi Haşim Türkmen, Genel Yayın Yönetmeni Celal Yalvaç, Yazı İşleri Editörü Erhan Hoşhanlı
İlk başlangıç Malatya medyasına girişim böyle olmuştu.
Şiirimin ismi Sadece Bir Rüya
Ufukta güneş batınca
Ben doğarım kalbine
Karanlıklar çatınca
Ben gelirim gönlüne
Kalbin ile bakar mısın?
Parlayan şu yüzüme
Ne mehtabım ne ayım
Sadece bir rüyayım
Her zaman gönlünde

Yıldızlarla görünürüm
Bulutlara bürünürüm
Ne dirilir ne ölürüm
Sadece bir rüyayım
Her zaman gönlünde
Enver KALAYCIOĞLU

Mahalli Gazetede ilk defa bir şiirim yayınlanıyor, çok mutlu oluyorum. Günlük gazeteyi okuyan beni tanıyan kişilerden olumu tepkiler alıyorum. Bu durum beni daha çok şiir yazmaya teşvik ediyor. Arka arkaya şiirlerimi Ufuk Gazetesine veriyorum. Bir şeye dikkat ediyorum. Hergün bir şiir değil üç günde beş günde haftada bir şiir yayınlanması daha tadında oluyor. Zaman zaman dinlediğim derlediğim fıkraları da yazıyorum. O da ayrı bir haz veriyor.
Arkadaşım Erhan Hoşhanlı, belli bir süre sonra Ufuk Gazetesinden ayrılarak, yeni kurulmuş olan Görüş Gazetesine yazı işleri editörü olarak geçti. Erhan Hoşhanlı’nın yerine Aydın Öztaş isminde bir arkadaş göreve başladı. Onunla da kısa sürede dost arkadaş olduk. Ufuk Gazetesine şiir fıkra makale vermeye devam ettim.


Ama bir de ahde vefa var. Celal Yalvaç Ağabeyimiz de Görüş Gazetesine geçmişti. Çünkü Görüş Gazetesinin İmtiyaz sahibi Cevdet Barış damadı idi. Erhan Hoşhanlı da haliyle Görüş Gazetesine yazı işleri editörü olarak geçmişti.
Görüş Gazetesine şiir fıkra makale yazmam elzem hale gelmişti. O aralar hem Ufuk Gazetesine hem de Görüş Gazetesine yazıyordum. Belli bir süre sonra Ufuk Gazetesini bıraktım. Sadece Görüş Gazetesine yazmaya başladım. Malatya da tek tük çıkan gazetelerde şiir fıkra makale verdim.
Görüş gazetesi, Malatya’da gazeteciliğin okulu gibi bir gazeteydi. Kimler vardı derseniz, Orhan Apaydın, Raşit Kısacık, Rahmetli Erhan Kırçuval, Celal Ağabeyin çocukları, İsmet Yalvaç, Bülent Yalvaç küçük yaşlarına rağmen gazetecilik sektöründe çekirdekten yetişiyorlardı. Daha sonraki süreçte Fuat Kozluklu da Görüş Gazetesinde çalışır. Bugün Türkiye’nin en iyi gazetecilerinden biri olduğu gibi Türkiye’nin en iyi haber spikeri olarak TRT de görev yapmaktadır.
Yarım asra yakın hizmet veren Görüş Gazetesi, Gazetecilikten ödün vermemiş, gazeteciliğin gereğini yapmış, örnek bir çizgide yoluna devam etmektedir.
Gazetecilik sektöründe şöyle bir söz vardır. “ Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur.”
Yağmurda yaş da, karda kışta, savaşta barışta, selde depremde her yerde canını hiçe sayan topluma doğru haber ulaştırmaya çalışan kişilere gazeteci denir. Gazetecilik özveri mesleğidir.
Ben sadece gördüklerimi, şiir fıkra, araştırma yazısı güncel makale olarak dile getirmeye çalıştım. Şahsım içinde bu konuda araştırmacı yazar gibi ifadeler kullanılmakladır.
1976 da Adana Eğitim Enstitüsü’nün Okulu Adana Ticari İlimler Akademisine verilince, biz öğrencileri Ankara’ya Gazi Eğitim Enstitüsüne aktardılar.
Ankara benim için daha güzel bir ortamdı. Hangi otobüse binsem, hangi banliyö trenine binsem, hangi troleybüse binsem insanların ellerinde bir kitap okuyorlardı. Güven Parkta, İzmir Caddesine, Zafer Çarşısında, Yüksel Caddesine kitaplar satılırdı.
Sağ-Sol olayları zirveye tırmanır gibi olsa da insanlar nezaketten ödün vermezlerdi. İnsanların nezaketi karşısında mahcup olurdunuz.
Olaylardan dolayı yurtta kalmazdım. İç Cebeci de dayımlarda, ya da Yeni Mahallede amcamlarda kalırdım.
Okumak, araştırmak sevda haline gelmişti.

1978 yılına kadar Malatya Görüş Gazetesinde zaman zaman yazmaya devam ettim.
1978 yılında girdiğim memuriyet sınavını kazanarak Elbistan Şeker Fabrikası Ticaret Memurluğuna atandım.
Elbistan’nın tutulan gazetesi Elbistanın Sesi Gazetesi sahibi Mehmet Göçer’le bir şekilde tanışmıştık. Mehmet Göçer de benden şiir fıkra makale istedi.
1978-1982 yılları arasında Elbistanın Sesi Gazetesinde yazdım.
Elbistanın Sesi Gazetesinde üç çeşit yazım oluyordu. Şiir fıkra bir de
Şarkılarla Anılarla Türk Musikisi Bestekârları diye bir köşe yazım çıkardı.
Devlet Memuru olduğum için, Enver Caner Kalaycıoğlu ismini kullanırdım.
Zaman, zaman valilerimize, kaymakamlarımıza köşe yazısı yazdığımı belirttiğimde; siyasi içerik devlet kurumunun sırlarını açıklayan içerik olmadıktan sonra rahatlıkla yazabilirsiniz dediler.

1981 de evlenmiştim. Eşim de Malatyalı ve Malatya da öğretmendi. Benim de asıl mesleğim matematik öğretmenliği idi.
Milli Eğitim Bakanlığına başvuruda bulundum eş durumundan Malatya’ya tayin istedim.
1982 yılında Malatya Gazi Lisesine tayinim çıktı. Elbistan Şeker Fabrikası Ticaret Şefliği görevimden istifa ettim.
O zamanki fabrika müdürüm Metin Nihat Tözün istifa dilekçemi üç ay Sümen altında bekletti. Zaman zaman telefonla işleme koymasını rica etsem de eğer öğretmenlik hoşuna gitmez tekrar görevine dönmek istersen zorluk çekersin diye olmaz bir incelik gösterdi.
Artık Elbistanın Sesi Gazetesinden de kopmuştum. Öğretmenlik hayatım başlamıştı. Gazi Lisesinde dersler harici de bir şeyler yapmayı düşünüyordum.


Bir süre okul dergisi hariç bir yerde bir şeyler yazmadım. Birkaç yıl sonra Gazeteciler Cemiyeti Malatya Şubesi Başkanı Rahmetli Haydar Karaduman Ağabeyimle sohbet ederken, İmtiyaz sahibi olduğu Hamle Gazetesine yazmamı rica etti. Malatya’nın Mahalli Gazetelerinden biri olan Hamle Gazetesinde şiir, fıkra makale yazılarım çıkmaya başladı. Uzun soluklu yazmadım.
1999 yılında, Mustafa Yıldırım Malatya Valiliğine atanınca ona hayırlı olsun ziyaretinde bulundum. Mustafa Yıldırım’ı Elbistan Kaymakamlığından tanıyordum. Hukukumuz vardı. Öyle bir hediye götürdüm ki, çok duygulandı. İki tane geçmiş tarihli Elbistanın Sesi Gazetesi, bir yüzünde Kaymakam Mustafa Yıldırım’ın haberleri mesajları, gazetenin arka köşesinde benim köşe yazım.
Yıllar çabuk geçmişti, Mustafa Yıldırım sararmış gazeteleri incelerken adeta gözlerinden iki damla yaş dökülür gibi oldu.
Elbistan’a Şeker Fabrikasının misafirhanesine gitmiş, oradaki dostları tanıdıkları gözünün önüne gelmişti.
1982 den 2000 yılına kadar çalıştığım 12 yıl idarecilik görevinde bulunduğum Malatya Gazi Lisesinden tayin isteyerek 20 Mayıs Vakfı Turgut Özal Lisesine atanmıştım.
Okulumuzda Turgut Özal’ın Sesi isimli bir dergi çıkıyordu. Daha sonra da Mısra isimli bir dergi çıkıyordu. Okul dergilerinde üç çeşit yazım bulunmaktaydı. Eğitimde Bilgisayar Teknolojisi, Bir Bestekâr Bir Anı, birde şiir yazıyordum.
20 Mayıs Vakfı Turgut Özal Lisesine kalıcı bir eser bırakmak istedim. Bir marş yazdım, besteledim hediye ettim.
Yirmi Mayıs Vakfı Turgut Özal Lisesiyiz
Dünyada duyulacak ülkemizin sesiyiz
Atatürk’ün açtığı yollardan gidiyoruz
İlme ilim katmayı çok iyi biliyoruz

Her öğrenci atiye bir güneş olacaktır
Malatya’nın göğsüne başarı dolacaktır
Başarısızlık değil bizim alın yazımız
Başarı bizim idi bizimde olacaktır
Enver KALAYCIOĞLU
Yıl 2005 Günlük gazeteleri internetten takip ediyorum. O tarihlerde aylık olarak çıkan ulusal bir dergi olan Kişisel Gelişim Dergisi var. Büyük kızım Feyza da lise son sınıftadır aylık olarak Kişisel Gelişim dergisi alır. Aylardan Temmuz Kızım Feyza Kişisel Gelişim Dergisinin Temmuz 2005 sayısını almış, hızlı bir şekilde eve geldi. Boynuma sarıldı. Babacığım seni kutluyorum dedi. Neden dediğimde; Dergiyi gösterdi ikinci sayfayı açtı. Babacığım senin yazını ilk sayfadan vermişler dedi. Çok mutlu olmuştum…


2006 yıllarında Gazeteci Remzi Hayta haftalık siyasi bir gazete çıkarıyor, Malatya’daki tüm gelişmeleri özetleyen bu gazeteyi Malatya esnafıyla bürokratıyla sanayicisiyle paylaşıyordu. Gayesi Malatya’ya yapılacak yatırımlarda görevlileri şevke getirmek Malatya’ya hizmete teşvik etmekti. Başarılı da oluyordu.
Bir gün Emeksiz caddesinin İnönü caddesinin kesiştiği noktada Remzi Hayta arkadaşımla karşılaştık. Abi nasılsın dedi hal hatır sordu. Sonra senden bir ricam olacak gazeteme köşe yazısı yazar mısın? Dedi. Güncel konular olursa daha güzel olur diye isteğini iletti.
Haftalık dağıtılan Malatya Flaş Haber Gazetesinde köşe yazılarımı yazmaya başladım.
Malatya sevdalısı bir insanım, Malatya sevdamdan ödün vermem mümkün değildir. Bu vesileyle Malatya Kültürü içerikli yazılar yazmaya başladım.
2008 yılında Malatya Flaş Haber Gazetesi internet gazeteciliğine geçince, 2008 den beri zaman zaman Köşe yazılarım çıkmakta çok güzel tepkiler almaktayım.
Malatya Flaş Haber Gazetesi imtiyaz sahibi Remzi Hayta kardeşime de güzel bir hizmet verdiği için teşekkür ediyorum.
Gazete sevdam hala devam etmekte, maddi olarak bu güne kadar hiçbir maddiyat beklemedim. Bekleyerek yazmadım.
Benim ki sadece bir sevdaydı. Mutluluğunu yaşadım.

Saygılarımla…
Enver KALAYCIOĞLU

YORUMLAR (3)

  1. Serap Karlıdağ l diyorki:

    Bir işi sevgiyle sevdayla yapmanın sonucunda ortaya harikalar çıkmasının en güzel örneği kalemine emeklerine sağlık

  2. Nurettin Konaklı diyorki:

    Değerli Kalaycıoğlu, bugünün ilk mesaisi yazınızı zevkle okudum. 1970 sonrası Anadolu Basını Malatya özeti gibi olmuş. Yazıda adı geçen merhumlara rahmet, sizlere sağlık ve esenlik diliyorum.

  3. ENVER KALAYCIOĞLU diyorki:

    Çok güzel yorumlarınızdan dolayı.Nurettin Konaklı Kardeşime,Serap Karlıdağ Kardeşime teşekkür ediyorum…

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL