Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı tanıyanlar bilir, inisiyatif alan yöneticiye değer verir. O yüzden çoğu zaman üst kademedeki yöneticilere bunu anlatmaktan çoğu zaman yorgun düşer. Özellikle Büyükşehir’in üst kademedeki yönetiminin dışında..
Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı tanıyanlar bilir, inisiyatif alan yöneticiye değer verir. O yüzden çoğu zaman üst kademedeki yöneticilere bunu anlatmaktan çoğu zaman yorgun düşer. Özellikle Büyükşehir’in üst kademedeki yönetiminin dışında Büyükşehir’e bağlı kurumlardaki üst düzey yönetim de de “İnisiyatif alma” konusunda bir ketumluğu zaman zaman sezmek mümkün.
Ben açıkçası Büyükşehir’de iki tür yöneticinin olduğunu düşünüyorum;
Birincisi İşini sevenler!
İkincisi koltuğunu sevenler!
İşte Sayın Gürkan da koltuğunu sevenleri değil işini sevenleri önemsiyor. Önemsediği yöneticiye de fazlasıyla yetki veriyor diye düşünüyorum.
Açık konuşmak gerekirse koltuğunu seven üst düzey yöneticilerinin olduğu izlenimini veren Büyükşehir kuruluşlarından biri de MASKİ!
Başında tecrübeli bir Genel Müdür var. Yıllarca Malatya’da farklı müdürlüklerde bulunmuş, Selahattin Gürkan’a uzun dönem yol arkadaşlığı yapmış artık deyim yerinde ise emekli olacağı günleri bekleyen Sayın Karataş’ın gösterdiği özveri takdire şayandır hiç şüphesiz.
Ammmmmaa!
Aynı düşüncelerim kendi üst düzey yöneticileri için geçerli değildir.
Zira hala Gürkan öncesi dönemin hayalini kuran üst düzey yöneticilerin cirit attığı bir MASKİ görünümünü vermeye devam eden bir fotoğrafla karşı karşıyayız.
(İçerisinde işini doğru yapanları tenzih ediyorum)
Sayın Gürkan ya da sayın Karataş altındaki üst düzey bürokratların bazılarına dokunmayıp onlara şans tanımasına rağmen onlar ısrarla geçmişteki ,‘Üstteki yönetime rağmen, dar alanda söz sahibi olmanın gayretkeşliği” içerisinde olmalarını hem anlamsız hem de yersiz buluyorum.
Geçmişten gelen öyle bir alışkanlık ki bu;
“Bunu yanlış yapmışsın” sözüne tahammül edemeyen,
“Yönetimi en iyi ben bilirim” diye içsel bir ahkam rüzgarına maruz kalan,
Alttaki çalışanların görüş ve önerilerini elitist bir eda ile reddeden,
“Üstümdeki adam sadece koltuğunda otursun, gerisini bana bıraksın” anlayışının hala sürmesi beklentisini güden bir yaklaşımın kokusunu buralardan almak mümkün!
Oysa Selahattin Gürkan, geçmişteki gayri ciddiliği bugün de sürdürmek isteyen bu zihniyete oldum olası karşı çıkmıştır.
Çünkü Selahattin Gürkan, saha adamıdır. Koltuğa oturup yapışmaz. Dışarıda çalışan bir iş makinasının günlük kaç saat çalışıp çalışmadığını, ne kadar asfalt dökülüp dökülmediğini, iştiraklerin eksiğini gediğini, günlük hareketlerini iyi bilir, hesaplar sonra da hesap sorar!
İşte bu hesabı veremeyen yönetici işini iyi yapamayan yöneticidir.
Eski alışkanlıklarından kurtulamayan yöneticidir!
Bir alt müdürünün yanında gariban işçiye hava basıp, üstündeki yöneticiye “kem –küm” diyen yöneticidir!
Kanaatim odur ki,
Yönetici net olmalıdır!
Sayın Gürkan net olduğu için altındaki yöneticilerin lafı dolaştırmasını sevmez.
Net olan yönetici de faydalı yöneticidir.
Demedi demeyin!
Sayın Gürkan, Yönetim tarzında “Dar kalıp” modelini uygulamaya devam eden, kendisine zarar gelir diye en küçük bir insiyatifi bile almaktan imtina eden, Arkadan sallayıp makamda el ovalayan, bu zevatı yeniden elekten geçirirse şaşırmam!
Saygılarımla
Remzi Hayta
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)