Toplumun gözünde değer nedir? İnsanlar arasında saygınlık kazanmanın ölçütleri nelerdir? Bu soruların cevabını ararken, eşek ve ceylan metaforunu ele almak oldukça ilginç bir perspektif sunuyor.
Eşek ve ceylan; ikisi de hayvanlar aleminin farklı polerinde konumlanmış. Birincisi, yıllarca insanlığın hizmetinde olan, yük taşıyan, emek veren ve sıklıkla hor görülen bir figür. Diğeri ise zarif, uzak duran, toplumdan izole bir yaşam süren ve bununla birlikte kimi zaman iltifatlarla anılan bir varlık. Peki, hangisi toplum içinde daha çok itibar görür? Cevap, çoğunlukla ceylan oluyor. Ancak bu durum, aslında toplumun değerleriyle ilgili derin bir çelişkiyi de ortaya koyuyor.
Eşeğin varlığı, hizmet ettiği insanlara rağmen sıklıkla değersizleştirilmesi ironiktir. İnsanlar ne kadar hizmet ederse, ne kadar faydalı olursa olsun, eşek gibi algılanma riski taşır. Çünkü toplumda, kendi çıkarları doğrultusunda anlık fayda sağlayanlar daha fazla öne çıkar. Eşek gibi emek verenler ise, adeta görünmezleştirilir.
Diğer yandan ceylan; uzak duruşu ve toplumdan bağımsızlığı ile belirli bir çekiciliğe sahiptir. Ancak bu çekicilik, genellikle dış görünüşe dayalı bir algıdan ibarettir. Toplumun ceylana verdiği değer, onun izole yaşamı ve insanlardan kaçışıyla doğru orantılı gibi görünse de, aslında derinlikli bir değer ölçütü sunmaktan uzaktır.
Bu noktada, insanların kendilerini nasıl hissettikleri önem kazanıyor. Eğer bir eşek gibi hissediyorsanız, belki de bu, toplumsal normlara ve beklentilere meydan okuduğunuz anlamına gelir. Emek veren, hizmet eden ve görünmeyen bir roldeyseniz, aslında birçok insanın hayatında önemli bir yer tutuyorsunuz demektir. Değeriniz, yapıp ettiklerinizin ötesinde, varoluşunuzun ve katkınızın ta kendisindedir.
Öte yandan, kendinizi bir ceylan gibi hissediyorsanız, belki de içsel bir yalnızlık ve anlaşılmazlıkla başa çıkıyorsunuzdur. Toplumun iltifatları ve dış görünüşe dayalı takdirleri, aslında sizi derinlemesine anlamaktan çok uzaktır. Gerçek değerinizi ise, içsel gücünüz, karakteriniz ve kendinize olan inancınız belirler.
Sonuç olarak, eşek mi yoksa ceylan mı olmak istediğiniz size kalmış bir seçenek gibi görünse de, her iki figür de kendi içinde değerlidir ve toplumun yargılarından bağımsız olarak anlam bulabilir. Önemli olan, kendiniz olmaktan ve sahip olduğunuz değeri fark etmekten geçer. Toplumsal beklentilere uymak zorunda değilsiniz; gerçek değerinizi kendi ölçütlerinizle belirleyebilirsiniz.
SÖZÜ ŞURAYA GETİRMEK İSTİYORUM:
Toplumda genellikle zenginlik veya statü üzerinden insanların değerlendirildiği bir algı var. Oysa gerçek değer, insanın kalbinde ve davranışlarında yatar. Birinin ne kadar zengin veya güçlü olduğu değil, onun gerçekten iyi bir insan olup olmadığı önemlidir.
Bazen insanlar, yalnızca parlak dönemlerinde yanımızda olanları dost olarak görürler. Ancak gerçek dostluk, zor zamanlarda yanımızda olanlarda kendini gösterir. Bu yüzden, “kötü gün dostu” veya “dar gün dostu” diye tanımlanan insanlar aslında en değerli dostlardır. Onlar, her zaman yanınızda olan, sizi gerçekten anlayan ve destek olan kişilerdir.
Ceylan metaforu da çok güzel bir ifade. Evet, bir ceylan uzaktan bakıldığında güzel görünebilir, ancak gerçek kıymet, onu yakından tanıyan ve gerçekten değer veren insanlarda saklıdır.
Özetle, toplumun dayattığı algılardan ziyade, gerçek değerleri ve gerçek dostları tanımak ve onların kıymetini bilmek önemlidir. Zenginlik veya statü yerine insanların karakterine ve kalbine odaklanmak bizi daha mutlu ve anlamlı ilişkiler kurmaya yönlendirir. REMZİ HAYTA-MALATYA FLAŞ HABER
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)