Kelimeler Yetmiyor Hüznümü Anlatmaya… Malatyam,Akçadağım, Doğanşehirim nerde? Ansızın sarsılarak yıkıldı mı evlerin? Bir enkaza dönüştü ümit ve hayallerim. Nice canlar yok oldu, yetimdir bebelerim Dışarısı çok soğuk,her taraf bembeyaz..
Kelimeler Yetmiyor Hüznümü Anlatmaya…
Malatyam,Akçadağım, Doğanşehirim nerde?
Ansızın sarsılarak yıkıldı mı evlerin?
Bir enkaza dönüştü ümit ve hayallerim.
Nice canlar yok oldu, yetimdir bebelerim
Dışarısı çok soğuk,her taraf bembeyaz kar
Diyorum ki ‘Ey toprak! Üşüyorum beni sar.’
Ayaklar yalınayak üstlerde pijamalar
Sokaklar insan dolu gözlerde hep korku var
Bir anne sarmış bebeğini sımsıkı
Gözlerde hep endişe, yüreklerde bir sızı
Dudaklar titreşiyor anlatamaz halini
Bırakmış çıkmış evden malını servetini
Ambulansların o keskin ve acılı tiz sesi
Yer altında kalmışlar alamıyor nefesi
Malatya yaşamamış böyle bir felaketi
Sadece kulaklarda duyulan ezan sesi
Bir tarafta toplanan çalı çırpı yakılmış
Küçük büyük, yaşlı genç bu ateşe sokulmuş
Gözler hayret ve korku; endişeyle açılmış
Yıkılan evlerine umutsuzca bakılmış
Ellerinde telefon herkes yakının arar
Sorular endişeli, cevaplarda korku var
İnsanlar koşuşuyor her yanda bir telaş var
Sığılmaz sokaklara caddeler insana dar
Evlere giremedik, korku bizleri sardı
İliklere işleyen müthiş bir soğuk vardı
İnsanlar sığınacak güvenli yer aradı
Evler enkaza dönmüş, toz ve dumanda kaldı
İşittik ki çok insan enkaz altında kalmış
Bir anne ölmüş ama yavrucağını sarmış
Enkaz başında insan hep Allaha yalvarmış
Bir ses duyarım diye susmuş öylece kalmış
Çırmıktım yeşil değil kefenini giyinmiş
Gündüzbey’in suları kurumuş coşkun değil
Akçadağ’da Başpınar bir harabeye dönmüş
Doğanşehir’im gitmiş o eski şehir değil
Bostanbaşı, Yüzakı, Çiftlik Caddesi nerede?
Fuzuli yerinde yok, Emeksizim ise öksüz!
Temellim, Sıtmapınarım, Özalperim yıkılmış
Kerneğim ağıt yakar ‘İnsanlarım nerede?!’
Caddeler tamamen boş sokaklarım virane
İnsanları hep şaşkın, olmuş deli divane
Enkaz başında kalmış elleri çenesinde
Benim sır arkadaşım, yatağım eşyam nerede
Ağıtlar yükseliyor her enkazın başında
Cenazeler dizilmiş, yirmi otuz yaşında
Bir umutla bekliyor çıkar mı yavrum diye
Anne baba çaresiz bekler enkaz başında
Bakırcılar çarşısı ne de güzel olmuştu
Dükkanları dizilmiş, raflar eşya dolmuştu
Şimdi suskun ve sessiz gelmiyor çekiç sesi
Dükkanları kapanmış gelmez hiç müşterisi
Rabbimden dilerim ki bu ayrılık tez bitsin
Güzelim Malatya’da yine bülbüller ötsün
Kayısılar olgunlaşsın sararıp yere düşsün
Soğuk fırtına dinip ümit rüzgarı essin
Emekli Sınıf Öğretmeni Hayriye Coşkun
26 Şubat-15 Nisan, 2023
Canım öğretmenim.Ne de güzel yazmışsınız.Anneme okudum gözyaşlarıyla dinledi.Hislerimiz ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi.