Dünya üzerinde nice servetler biriktirilir, para pul peşinde koşulur, mal mülk için ömür harcanır. Ama bir insanın gerçek zenginliği, ne cebindeki paradan ne de sahip olduğu mülklerden geçer. Gerçek zenginlik, bir insanın hem iyi hem kötü gününde yanında olacak, derdini dinleyecek, sevincini paylaşacak, acısını hafifletecek dostlarının olmasıdır. Bir avuç dostunuz varsa, dünyadaki en büyük hazineye sahipsiniz demektir. İşte ben de böyle dostlara sahip olduğum için kendimi dünyanın en zengin insanı sayıyorum.
Gazeteci dostum Kayhan İnceoğlu ile kafa kafaya verdik, arabaya atladık ve hiçbir plan yapmadan yola çıktık. Amacımız belliydi: Dostlarımızı ziyaret edip, onlarla güzel anılar biriktirmek. Program yapmadık, randevu almadık, çat kapı dostlarımızın evlerine gittik. Bize gösterdikleri misafirperverlik, sevgi ve ilgi parayla ölçülemeyecek kadar değerliydi. Gerçek dostluğun paha biçilemez olduğunu bir kez daha anladık.
Yolculuğumuz sırasında, 6 Şubat depreminde Malatya’dan ayrılmak zorunda kalan sevgili dostlarımız Hayat ve Nihat Bingöl’ ailesini evinde ziyaret ettik. Çat kapı gittik ama kapılarını açtıklarında gözlerindeki o mutluluğu, o sevinci görmek her şeye değerdi. Onların yanında olmak, bizleri sevgiyle kucaklamaları, işte bu dünyadaki en büyük zenginliktir. İyi ki gelmişiz dedik, iyi ki bu güzel insanlarla bir araya gelmişiz.Konu, tabii ki Malatya’ya ve deprem sonrası yaşananlara geldi. Bir şehrin yeniden ayağa kalkması sadece binaları dikmekle olmaz; gönülleri onarmak, dostlukları pekiştirmek ve insanları yeniden bir araya getirmekle olur.
Bu yolculukta bir başka anlamlı anı da yaşadık. Hayatımda ilk defa bir misafire özel olarak hazırlanmış bir hoş geldin pastasıyla karşılandım. Üzerinde “Hoş geldin Remzi Abi” yazıyordu. İşte o pasta, tüm doğum günlerimde yediğim pastalardan daha anlamlıydı. O an anladım ki, sevilmek, dostlar tarafından hatırlanmak ve değer verilmek dünyadaki en büyük mutluluk. Ne para, ne pul, ne mal mülk… Hiçbiri böyle bir sevgiyi satın alamaz.
Kim ne derse desin, herkesin malı mülkü, parası olabilir. Ama gerçek zenginlik, böyle güzel dostluklara sahip olmaktır. Ben de diyorum ki, mal zengini değil, dost zengini olmak istiyorum. Yıllarca peşinden koştuğumuz, uğruna ömür harcadığımız maddi şeyler bir gün elimizden gider ama gerçek dostlar ömür boyu yanımızda kalır. İyi ki varlar, iyi ki böyle güzel dostlara sahibim. Ve iyi ki onlarla çıktık yola, hiçbir plan yapmadan, sadece gönlümüzün götürdüğü yere gittik. Bizim bu yolculuğumuz, cebimizi değil, gönlümüzü doldurdu. Çünkü dostluk, tüm zenginliklerin ötesinde, paha biçilemez bir hazine. REMZİ HAYTA
Abi birşey yapmadık ki asıl deprem sonrası hiç tanımadığı bir aileye yemek sonrası evinin yedek anahtarını masaya bırakan yürekli insanlar var bizlere insanlık dersi verdiler saygılar