O, sadece sanayici değil; zor zamanların yol göstericisi, çaresizlerin dayanağı oldu. Krizlerde bile geri adım atmadı, yatırımı vatani görev saydı. Depremde barınak, kıtlıkta ekmek, umut arayanlara yön oldu.
Bazı insanlar vardır; yaşadıkları şehirle aralarında yalnızca bir adres, bir nüfus kaydı, bir doğum belgesi değil, tarifsiz bir sevda bağı vardır. O bağ, bazen toprağın kokusunda saklıdır, bazen suyun berraklığında, bazen de sokakta yürüyen insanların yüzlerindeki mahcup tebessümde… İşte 1968 yılında Malatya’da dünyaya gelen Mehmet Akif Baştürk, bu şehre yalnızca doğmakla kalmamış, adeta her zerresiyle Malatya olmuş, Malatya için yaşamış, üretmiş ve nefes almış.
7 yaşında, henüz kalemi tam tutamayan elleriyle babasının yanında ticaretin tozlu raflarında çıraklık yaparak attığı ilk adım, aslında Malatya’nın geleceğine yazılan büyük bir hikâyenin ilk satırıydı. O satır, yıllar geçtikçe satırlara, satırlar sayfalara, sayfalar ise bugün yüzlerce çalışanın, binlerce insanın hayatına dokunan dev bir destana dönüştü. Bu destanın adı Mehmet Akif Baştürk…
“Sanayide Değil, Vefada Patron”
Un fabrikası ile başlayan serüven, sıradan bir yatırım hikâyesi gibi görünse de; ardında yatan gayret, alın teri ve vizyonun derinliğini bilenler için bu, bir adamın yalnızca iş kurması değil, bir şehre ruh vermesiydi. Sentetik çuval fabrikası, ardından Afrika’nın Senegal ülkesine yapılan dev yatırımlar… Un, yem, çikolata üretim tesisleri ile hem Türkiye’de hem de yurt dışında Malatya’nın adını gururla taşıdı. Ama bu gurur, yalnızca fabrika bacalarından çıkan dumanla değil, Mehmet Akif Baştürk’ün gönlünden yükselen insan sevgisiyle harmanlandı.
2016 yılında, Malatya tarihinin en büyük ve en ağır sanayi yatırımını başlatan Başkan Baştürk, yalnızca fabrikalar inşa etmedi. Umutlar inşa etti. Yüzlerce ailenin ekmek teknesi olan tesisleriyle 750’den fazla insana doğrudan istihdam sağlayarak Malatya’yı sadece sanayide değil, sosyal kalkınmada da bir üst lige taşıdı.
Kimsenin bilmediği, belki de onun bile dillendirmediği bir kimliği daha vardı Başkan Baştürk’ün: “Garibanların Babası”. Evet, bir un patronundan çok daha fazlasıydı o. Kimsenin kapısını çalmadığı, dert anlatacak kimsesi kalmayan nice insanın kapısını, yüreğini ve sofrasını açtığı sessiz bir kahraman.
“100 Milyon Euroluk Yatırımın Arkasında Yatan Aşk: Malatya”
Malatya’da kurduğu ikinci cam fırın yatırımıyla, yaklaşık 100 milyon Euroluk ekonomik değeri sadece Malatya’ya değil, Türkiye’nin tamamına kazandırdı. Ama onun için yatırım yalnızca rakamlardan ibaret değildi. Başkan Baştürk için her yatırım, Malatya’ya olan sevdanın bir ifadesiydi. Gıda tedarikçisinden küçük sanayi esnafına, lojistik ağından yakıt istasyonlarına kadar birçok sektöre katma değer sunarak, “Ben kazandım, Malatya da kazansın” diyebilen nadir iş insanlarından biriydi.
“Yıkıntıların İçinden Doğan Umut”
6 Şubat depremleriyle yıkılan yalnızca binalar değildi… Umutlar, planlar, hayatlar da yerle bir olmuştu. Ancak enkazın ortasında bile dimdik duran bir figür vardı: Mehmet Akif Baştürk. Organize Sanayi Bölgesi Başkan Vekili olarak, yalnızca fabrikalarıyla değil, vicdanıyla hareket etti. 5000 kişilik barınma alanlarının kurulmasına öncülük etti. Gidenleri durdurdu, kalanlara umut oldu. Kalifiye personelin şehirde tutulması için gece gündüz demeden mücadele etti.
Ve yetmedi… Kendi fabrikalarını, sanayi alanındaki diğer iş yerlerini, barınma alanlarına çevirerek on binlerce kişiyi misafir etti. Bizzat şahit olduk; bir patron değil, bir ev sahibi gibi davrandı. 1000’den fazla aileyi aylarca kendi tesislerinde barındırdı. O günlerde Mehmet Akif Baştürk, sadece üretim yapan bir sanayici değil, Malatya’nın yükünü sırtlanmış bir gönül neferi.
“Serdengeçti Ruhuyla Sanayici Olmak”
Ekonominin daraldığı, dövizin dengesizleştiği, yatırımcının geri çekildiği dönemlerde bile Mehmet Akif Baştürk geri adım atmadı. “Güçlü Türkiye” vurgusuyla yatırımlarını ikiye katladı. Cesaretiyle, kararlılığıyla, inancıyla tüm sanayicilere örnek oldu. Korkmadı. Çünkü onun yatırım yaptığı yer bir toprak parçası değil, doğup büyüdüğü, çocukluğunu sokaklarında yaşadığı, her köşesinde bir hatırası olan Malatya.
“Bu Şehir Seni Unutmaz Başkanım”
Sayın Baştürk,
Bu şehir sizin gibi yürekli, vefalı, üreten ve paylaşan insanlara hasret. Sizin varlığınız, yalnızca bir yatırımcının varlığı değil; bu toprakların, bu insanların, bu geçmişin bir devamıdır. Siz bu memleketin yüz akısınız. Şehir sizin gibi insanlarla nefes alır. Sizler varken, kimse “Bu şehir sahipsiz” diyemez. Çünkü siz, bu şehre hem sahip çıktınız hem de onun şanını dünyanın dört bir yanına taşıyansınız…
Nice Siyasetçi, nice iş adamı ,nice ekran yüzü… Hepsi sizin kadar bu şehre dokunmadı. Siz sustunuz, yaptınız. Konuşmadınız, hissettirdiniz. Övünmediniz, ama Malatya sizinle hep övündü.
Bize düşen yalnızca kalemi oynatmak, kelimeleri sıralamak… Sizi anlatmaya ne mürekkep yeter, ne de gazete sayfaları… Ama biz yine de yazalım istedik, herkes duysun, herkes bilsin: Bu şehirde bir Mehmet Akif Baştürk var!
İyi ki varsınız Başkanım…
İyi ki Malatya’nın evladısınız.
Bu memleket size minnettar.
REMZİ HAYTA- MALATYA FLAŞ HABER
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)