Ne zarif ahşap konakları ne de taş döşeli sokaklarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan o ihtişamlı şehir burası değil.
Burası surlarla çevrili, görkemli kapılarıyla antik dönemin izlerini taşıyan Side de değil… Athena’nın, Apollon’un gölgesinde bir tarih soluklanmaz burada.
Burası Güney İtalya’nın Itria Vadisi’nde saklı bir mücevher gibi parlayan Alberobello kasabası da değil… Trulli evleriyle masal kitaplarından fırlamış gibi duran o şirin köy de değil burası.
Ama bu güzellik, hayretle ve gururla söylüyorum ki, Pütürge’de yapıldı!
Evet, yanlış duymadınız. Malatya’ya yalnızca 74 kilometre uzaklıktaki bizim Pütürge. Görenlerin “Safranbolu gibi” dediği bu evler, tarihi dokusuyla, kültürümüzü yansıtan kimliğiyle göz kamaştırıyor. Peki, soruyorum:
Neden Malatya’da, yerinde dönüşümle aynı şey yapılmadı?
Yerinde Dönüşüm: Bir Fırsat Mıydı, Yoksa Kaybedilen Bir Şans Mı?
6 Şubat’ta yaşanan depremle yerle bir olan Malatya’nın çarşı kültürü ve mahalle dokusu yeniden kazanılabilirdi. Oysa bugün, şehrin merkezi, kimliğini kaybetmiş, beton yığınları arasında sıkışıp kalmış bir görüntüye büründü.
Yerinde dönüşümle; Akpınar’da, Şire Pazarı’nda, Bakırcılar Çarşısı’nda Malatya’nın geçmişine selam duran, tarihi ve kültürel değerlerimizi yaşatan iki-üç katlı cumbalı evler yapılabilirdi.
Böylece, Malatya’nın kaybolan o çarşı ruhu yeniden canlanabilir, geçmiş ile gelecek arasında güçlü bir köprü kurulabilirdi.
Ama ne oldu?
Kazıkların üzerine oturtulan, batı mimarisi taklit edilerek inşa edilen Akpınar geldi akıllara. Şehrin kalbi olan bu bölge, şimdi ikiz kuleler gibi yükselen binalarla çevrildi. Malatya’nın tarihi çarşısını yeniden kazanmak varken, böylesi bir mimari tercih edildi.
Pütürge’de Başarılan, Malatya’da Neden Başarılamadı?
Pütürge’de yapılan bu evleri görenler, “Burası Safranbolu mu?” diye sormaktan kendini alamıyor. Tarihi dokuyu bozmadan, kültürel mirasımıza sadık kalınarak yapılan bu evler, bir örnek teşkil ediyor.
Peki, aynı şey neden Malatya merkezde yapılamadı?
Neden, Malatya’nın kaybolan tarihi mahalleleri yerinde dönüşümle yeniden canlandırılmadı?
Neden, iki-üç katlı, geçmişin ruhunu yaşatan cumbalı evler yerine, kimliksiz beton yığınları inşa edildi?
Bu soruların cevabını vermek zorundayız. Çünkü bir şehri şehir yapan sadece binalar değil; o binaların taşıdığı ruh, kültür ve kimliktir.
Kaybolan Değerleri Yeniden Kazanmak Mümkün
Pütürge’de başarılmışsa, neden Malatya’da başarılmasın?
Bu şehir, sadece yeni binalar değil; kendi geçmişini, kültürünü yansıtan yapılarla hak ettiği değeri kazanabilir.
Ama bunun için yerel yöneticilerin ve yetkililerin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor.
Malatya, kimliğini ve çarşı kültürünü yeniden kazanmayı bekliyor. Çünkü bu şehir, daha iyisini hak ediyor. REMZİ HAYTA-YAZDI
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)