Bazı insanlar bazı makamlara hasbelkader gelir, varlığı ile yokluğu arasındaki ince çizgiyi çoğu zaman anlayamazsınız. Sayın Bülent Tüfenkçi nam-ı diğer Bülent Bakan da kanaatimiz odur ki,Malatya siyasetinde var ile yok..
Bazı insanlar bazı makamlara hasbelkader gelir, varlığı ile yokluğu arasındaki ince çizgiyi çoğu zaman anlayamazsınız. Sayın Bülent Tüfenkçi nam-ı diğer Bülent Bakan da kanaatimiz odur ki,Malatya siyasetinde var ile yok arasındaki bir çizgide gidip gelen bir siyasetçi profili sergilemiştir bugüne kadar.
Bülent Tüfenkçi ya da Avukat Bülent Tüfenkçi’yi Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere bazı kurumların avukatlığını yaptığı dönemde tanımıştım.. O’nu siyaset sahnesine ya da bugüne gelinen sürece dahil edenlerden biri Mücahit Fındıklı diğeri ise Ömer Faruk Öz’dür. İl Başkanlığı seçimleri sırasında o dönem güçlü olan bu iki eski vekilin büyük gayreti ile İl Başkanı olmuş sonra da vekil, bakan ve vekil figürü ile yoluna devam eden bir isimdir Zat-ı şahaneleri.
Gümrük Bakanı olduğu süreçte, Malatya’ya kazandırdığı Bölge Müdürlüğü binasını inkar edecek, nankörlük yapacak değiliz elbette. Ancak Siyaset ile uğraşan bi insanı güçlü kılan en önemli özelliği; Politik yolculukta siyah ya da beyaz kadar net olmasıdır. Örneğin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı lider kılan en önemli özelliği, Netliğidir. Yani ya siyahtır ya beyaz. Ortasında bir renk göremezsiniz. Çünkü nettir. Millet de bu netliğine oy veriyor zaten.
Ancak Yerel siyasettin figürlerinde bunu görmeniz pek mümkün değildir. Kısmen Öznur Çalık’da bunu görsem de, diğer Siyasi figürlerin Gri yönleri daha fazla çarpar beni.
İşte Bülent Bey de siyasette Gri yönüyle her zaman dikkatimi çekmiştir.
“Herkesi idare eder” bir tutum ile dikkat çeker. Siyasi ilişkilerde risk almayan bir fotoğraf vermeyi tercih eden kişilik yapısına sahip bir vekilimiz.
Bakan olduğu dönemde, Malatya’nın eline geçen fırsatların bir kısmını doğduğu şehire yönlendirse de, diğer şehirlerin bakanları gibi, söz sahibi olduğu alanda Malatya lehine bir çok durumda geri kalmayı yeğleyen bir siyasetçimiz olarak kafamızda yer tuttu.
Yani sayın Bakan ile birlikte diğer birkaç vekilimizi de aynı profilde görmek mümkün. Ancak onların siyasi analizini ben başka bir zamana bırakmayı tercih ediyorum.
Geçmişte hem yerel siyasette hem de genel siyasette daha net ve belirgin duruşu olanların nasıl uzun soluklu yol aldığını hepimiz iyi biliyoruz.
Ancak bugün ki yerel siyasetin temel felsefesi ile örtüşen ve tamamen “Sessiz kal ayakta kal” mantığı ile hareket edenlerden biri olan Sayın Bakan Bülent Bey’in bu profili ile ne kadar siyasette uzun soluklu olacağını bilmiyoruz.
Gerek Teşkilatlarda gerekse Malatya’nın siyaset arenasında hala bir Bakan edası ile fotoğraf veren Sayın Tüfenkçi’nin yerel siyasette belirleyici olamamasının temel nedenlerinin başında hiç şüphe yok ki, ‘Kimseyle kötü olmaması’ geliyor.
Bunu anlıyorum. Ancak, Milleti temsil eden bir insanın da yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurması gerektiği, ses tonu ile karşısındakinin kimyasını bozması gerektiğini, mimikleri ile ‘Ben burdayım’ demesi gerektiğini hepimiz iyi biliyoruz.
Malatya siyasi tarihine dönüp baktığınızda bakanlık yapan hemen her siyasi figürün oluşturduğu etki alanının Sayın Bülent bey tarafından oluşturulmadığı muhakkak!
Sessiz bir senfoni ile ruhunu dinlendirirken, o sessizliğin Siyasi ritüellerle de bağdaşmadığını açıkça söylemem gerekiyor.
Maalesef sessiz ve sakin siyasetçinin bırakacağı seda da zamanla unutulup gidiyor.
Her zaman dediğim gibi, sessiz, sakin, var ile yok arasında olan, araf psikolojisi ile siyasi yarınını şekillendiren hiçbir siyaset adamının yolu uzun soluklu olmaz…
Saygılarımla
Remzi Hayta
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)