
Malatya, yıkımın derin izlerini taşıyan bir şehir. Fiziksel enkazın ötesinde, bu yıkımın en acı verici yanı, şehrin ruhunun ve kimliğinin de zarar görmesidir. İnsanlar hasta; belirsizlik, endişe ve kaygı bu şehri esir almış durumda. Tam da bu kaosun ortasında, geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un ziyareti bir nebze olsun umut ışığı yaktı. Ancak, ne yazık ki bu umut kısa sürdü.
Gözlerimizi Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne ve iki büyük ilçe belediye başkanına çevirdiğimizde, derin bir hayal kırıklığı ile karşılaşıyoruz. Neden bu şehirdeki en önemli meslek örgütlerinden biri olan Malatya Mimarlar Odası, şehir planlaması ve yeniden yapılanma sürecinde yok sayılıyor? Neden bu şehrin en iyi tanıyan mimarlarının fikir ve önerileri dikkate alınmıyor? Bu sorular, Malatya halkının zihnini meşgul eden ve cevabını bekleyen sorular.
Malatya Mimarlar Odası Şube Başkanı Yunus Emre Fidanel, bu süreçte dile getirdiği endişelerle, aslında Malatya’nın gerçek profilini ortaya koyuyor. “Bu şehri sadece yeniden inşa etmek yetmez, aynı zamanda geçmişini de yaşatmak zorundayız,” diyen Fidanel, şehrin yeniden inşa sürecinde yapılan yanlışlara dikkat çekiyor.
Malatya, deprem sonrası yeniden inşa edilmek için doğru kararları bekliyor. Ancak ne yazık ki, bu süreçte alınan kararlar, şehrin tarihini ve kültürel kimliğini silip süpürme tehlikesi taşıyor. Fidanel’in ifadesiyle, bu şehrin ruhunu ve kimliğini yok eden adımlar atılıyor. Tarihi ve kültürel değerlerimizin birer birer göz ardı edilmesi, Malatya’nın geleceğini karanlığa sürüklüyor.
Bugün Malatya’da yaşanan belirsizlik, yalnızca fiziksel bir enkazın değil, aynı zamanda bir kimlik kriziyle de karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Şehrin yeniden yapılanma sürecinde, halkın taleplerinin göz ardı edilmesi, siyasetin kendi çıkarlarını ön planda tutması ve mimarların sürece dahil edilmemesi, Malatya’nın kaderini yanlış kararlara kurban ediyor. Bu süreç, sadece bir şehir inşa etmek değil; bir kültürü, bir tarihi, bir kimliği yaşatma mücadelesidir.
Malatya, sadece betonla yeniden inşa edilemez. Bu şehrin ruhu, kimliği, tarihi dokusu da yeniden ayağa kaldırılmalıdır. Ancak şu an yapılanlar, şehrin kimliğini yok eden, onu ruhsuzlaştıran adımlardan başka bir şey değil. Bu şehirde Malatya Mimarlar Odası’nı yok sayamazsınız! Çünkü bu şehir, mimarlarının elleriyle şekillenmiş; onların fikirleri, projeleri ve vizyonuyla bu günlere gelmiştir.
Şimdi, bu şehri yeniden inşa ederken, gerçek sahiplerini; bu şehrin mimarlarını ve halkını sürece dahil etme zamanı. Malatya, ancak bu şekilde tekrar ayağa kalkabilir. Şehrin geleceğini kurtarmak, onun geçmişini korumaktan geçer. Malatya’nın kaderi, yanlış kararlara kurban edilmemelidir. Bu şehir, kendi çocuklarının ellerinde yeniden doğmalıdır. REMZİ HAYTA YAZDI
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)