Yıllardır emekle, sevgiyle yüzlerce insana umut aşılayan, hayatlarına dokunan usta öğreticiler, görmezden gelinmenin ve sahipsiz bırakılmanın derin üzüntüsünü yaşıyor. Eğitimin sessiz kahramanlarının çığlığı, yüreklerde bir yara açıyor: “Biz öğrettik ama bizi öğretmen saymadılar.”
Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca emek veren usta öğreticiler, hak ettikleri değeri görememenin derin üzüntüsü içinde. Yıllardır yüzlerce insana bilgi, beceri ve umut aşılayan bu eğitim neferleri, toplumun temel taşlarını güçlendirmek için verdikleri mücadelede yalnız bırakıldıklarını hissediyor.
“Ben öğretenim, ben ustayım, ben usta öğreticiyim,” diyor bir usta öğretici, içindeki kırgınlığı dile getirirken. Bu sözlerin ardında yılların emeği, fedakârlığı ve sessiz bir çığlık yatıyor. O, sadece bir öğretici değil; bir umut ışığı, bir yol gösterici, bir hayat kurtarıcı.
El emeği göz nuru ile öğrencilerine sadece meslek değil, hayat öğreten usta öğreticiler, aile bağlarından toplum bilincine, öz güven kazanmaktan üretmenin mutluluğuna kadar sayısız değeri genç zihinlere işlemeye çalışıyor. Evinden dışarı çıkmayan kadınlara özgüven kazandırıyor, topluma kazandırıyor. Umutsuz yüreklere umut, karamsarlığa çözüm, bilgisizliğe ışık oluyorlar. Ancak ne yazık ki, bu değerli çaba ve emek çoğu zaman görünmez kılınıyor.
“Ben ev ekonomisini öğrettim, sökük dikmeyi, umut etmeyi, başarmayı öğrettim. Güçlü kadınlar güçlü toplumlar oluşturur düşüncesini kavrattım. Ama beni öğretmen saymadılar…” Bu cümleler, bir usta öğreticinin yıllardır içinde biriktirdiği kırgınlığı özetliyor. Onlar, eğitimin sessiz kahramanları olarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyor; ancak hak ettikleri itibarı ve desteği görememenin burukluğunu yaşıyorlar.
Güçlü toplumlar, güçlü bireylerle inşa edilir. Usta öğreticiler, bir bireyin hayatına dokunmanın, onu hem meslek hem de hayata dair bilgiyle donatmanın ne kadar büyük bir sorumluluk ve başarı olduğunu her gün gösteriyor. Onların mücadelesi sadece bireyler için değil, ülkemizin geleceği için de hayati önem taşıyor.
Yetkililere ve topluma düşen görev ise bu sessiz kahramanları görmezden gelmemek, onların çığlıklarına kulak vermek. Çünkü bir usta öğreticinin emeği, yalnızca bir kişiyi değil, nesilleri şekillendirir. Ve unutulmamalıdır ki, her başarı hikâyesinin ardında, bir usta öğreticinin emeği ve alın teri vardır.
Bu çığlık duyulmalı, bu emek hak ettiği değeri görmeli. Çünkü onlar, sadece öğreten değil; umut veren, ışık tutan ve hayatları değiştiren gerçek kahramanlardır.
REMZİ HAYTA YAZDI -MALATYA FLAŞ HABER
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)