Deprem afeti ülkemizin bir gerçeği o halde bu gerçeği kabul ederek bugünden gerekli tedbirler almak için planlı hareket etmek zorundayız. İzmir’de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından da onlarca insanımız..
Deprem afeti ülkemizin bir gerçeği o halde bu gerçeği kabul ederek bugünden gerekli tedbirler almak için planlı hareket etmek zorundayız.
İzmir’de meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından da onlarca insanımız enkazın altında kalarak hayatını kaybettiler. Geride onlarca hayal, acının düştüğü gözü yaşlı aileler, sönüp giden yuvalar kaldı. Her deprem afetinin ardından aynı acıları tekrar tekrar yaşamak istemiyorsak o halde bilimin ışığında yol almak zorundayız.
Ülkemizin geniş bir coğrafyası birinci derece deprem kuşağında yer alıyor, o nedenle İzmir son deprem olmayacak. İzmir depreminin ardından şunu öğrendim ki İzmir Büyükşehir Belediyesi Bünyesinde depremden önce “Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel iyileştirme Daire Başkanlığı” kurulmuş Bu daire başkanlığının görevi şehri depreme hazır hale getirmekmiş.Her ne kadar deprem sonucuna bakarsak başarılı olamasa da bana çok doğru bir planlama olara geldi.
Neden Malatya Büyükşehir Belediyesi Bünyesinde de sırf Deprem Doğal Afetine yönelik bir Daire Başkanlığı kurulmasın? Daha Ocak ayında Elazığ Sivrice İlçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından onlarca vatandaşımızı kaybettik, yüzlerce bina orta-ağır hasar raporu aldı, yıkım işleri de devam ediyor. Allah korusun bu deprem Malatya şehir merkezine daha yakın bir noktada olsaydı ortaya çıkacak acı tabloyu düşünmek bile istemiyorum.
Elazığ Depreminin ardından Malatya’nın da içinde bulunduğu Doğu Anadolu Fay Hattı canlılığını koruyor. Neredeyse hemen her gün Malatya ve çevre illerde küçük ölçekli depremler meydana geliyor. Yer bilimciler yakın zamanda Malatya Erkenek- Kahramanmaraş Türkoğlu hattı üzerinde 7 ve üzerinde depremin olma olasılığını oldukça yüksek görüyor. Yarın daha büyük acılar yaşamadan önce bugünden bilimin ışığında hareket etmeliyiz.
İzmir’de olduğu gibi Belediye tarafından binalara çürük raporu verip de bu evlerde insanların oturmasına da izin verilmemeli. Maddi durumu iyi olmayan aileler için uzun vadeli küçük faizli krediler ile konutların yeniden depreme dayanıklı olarak inşa ettirilmesi sağlanmalı.Esenlik gibi çok değerli ve köklü bir kuruluşumuz var. Türkiye’ye örnek olabilecek bir çalışmanın ateşini Malatya’dan yakalım. Deprem olduğunda doğru konutlaşma sayesinde insanların burnunun bile kanamadığı bir manzarayı sadece Japonya’da görmekten bıkmadık mı? O halde gelin bu sorunu çözelim…
REMZİ HAYTA-ÖZEL
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)