Hayatta hepimiz çevremizde “her şeyi ben bilirim, her şeyden ben anlarım” diyen insanlarla karşılaşırız. Onlar her konuda bir fikre sahiptir, her duruma bir yorumları vardır ve nedense sürekli başkalarına yol gösterirler. Ancak bir şeyden kaçırdıkları nokta var: Aslında en büyük eksikliği taşıyan, başkalarından bir şey öğrenmeyi reddeden insanlardır.
Bu kişiler, egolarını yenemedikleri için, başkalarından bir şey öğrenmenin kendilerini küçülteceğini düşünürler. Oysa hayat, her anından bir şey öğrenebileceğimiz dev bir yolculuktur. Gerçek dostlardan, konunun uzmanlarından, tecrübeyle yoğrulmuş insanlardan bir şeyler öğrenmek, insanı küçültmez; aksine o kişiyi yüceltir, büyütür. Ancak bunu “her şeyi bildiğini zanneden” insanlara anlatmak zordur. Çünkü onların beyinleri adeta kalıplaşmıştır; başkasını dinlemek, onlara göre bir zayıflık işaretidir.
Bir de şu vardır ki, kimseye “ben bunu çok iyi biliyorum” demeyin. Bırakın insanlar sizi, bilginizi ve tecrübenizi kendileri keşfetsinler. Siz kendi değerinizin farkında olun ve bunu gösterişle değil, davranışlarınızla belli edin. Zira insan kendi değerini ortaya koyduğunda, başkalarına danışma ihtiyacını küçümseyen kişiler, bu durumu yanlış anlayıp size “yalakalık” yapıldığını düşünebilirler.
İşte bu yüzden bazı insanlar bulundukları yerden bir adım bile ileriye gidemezler. Ne büyürler, ne gelişirler; öylece oldukları yerde sayarlar. Bir başarı hedefleri de yoktur çünkü kendilerinden başka kimseden bir şey öğrenmeye açık değillerdir. Yıllar geçtikçe, kendilerine sormaya başlarlar: “Biz niye başarılı olamıyoruz? Neden bir yere gelemiyoruz?” Oysa cevabı çok basittir: “Her şeyi zaten sen çok iyi biliyordun ya…”
Gerçek Başarıya Ulaşmanın Yolu: Doğru Ekip ve Ekip Ruhu
Bir yola çıkmadan önce, bir hedef belirlemek ve o hedefe ulaşmak için kimlerle yürüneceğini bilmek gerekir. Çünkü başarı, asla tek başına elde edilebilecek bir şey değildir; sağlam bir ekip ruhu ve dürüst, güvenilir yol arkadaşlarıyla mümkün olur. Ekip dediğin, her koşulda arkanda duracak, menfaat peşinde koşmayacak, para için yolda bırakmayacak, “adam gibi adam” ve “insan gibi insan”lardan oluşmalı.
Eğer doğru insanlarla yola çıkarsanız, yolun en zorlu virajlarında bile asla yalnız kalmazsınız. Sırtınızı dayayabileceğiniz bir dost, bir ekip arkadaşı, bir yoldaş her zorluğu aşmak için yeterlidir. Ve şunu unutmamak gerekir: İnsan ancak birlikte yürüdüğü insanların değerini ve bilgisini takdir ettiğinde gerçek başarıyı elde edebilir.
Başarının formülü, aslında bu kadar basit. Etrafınızdaki insanların sözlerine, fikirlerine değer verin; onları küçümsemeyin. Belki sizin göremediğiniz bir çözümü onlar görebilir, belki onların tecrübesi sizin hayatınızı kolaylaştıracak bir yolda size rehberlik eder. Egonuzu bir kenara bırakın; öğrenmeye açık olun. Gerçek başarı, kendi doğrularımızla değil, birlikte yürüdüğümüz insanların bilgisi ve tecrübesiyle büyümekten geçer.Benim meslek hayatımda öğrendiğim en büyük sermaye bu…selam ve Saygılar. REMZİ HAYTA YAZDI
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)